Etiket arşivi: gün

Yeni Bir Yuva

Özledim seni şimdiden
Halk tabiriyle,
mavi boncuk dağıtıyordun
Öyle tanıdım seni
sevgilisi iken herkesin
Boncuk dedim sana ben de
Hikayeni merak ediyordum
Adın Linda imiş
Çocuklardan öğrendik
Ki onlar ailen imiş
Ne güzel günler geçirdiniz beraber
kim bilir
Zaten çok mesuttun sen her zaman
Hislerini hiç saklamıyorsun
doğan gereği
Ancak daha iyi anlıyorum şu an
O tatlı edaların
vedanın habercisi imiş meğer
Bir girdin hayatımıza pir girdin
Seni unutmayacağız
Biliyorum aramızda hep konuşacağız
Çiçekten tacını
yaşam koşusunda soluklandığın
başka bir dünyada takacaksın artık
Minik bebelerini kucaklarken…

Aktarım

Ne denli derinden geliyor sesin
Unutmuş muyum
Hayır
Varamadığım için yanına hayranlığım duruşuna
Çocukluğumda anlattığın masalların içinden
gülerdin bana
İşte öyle hatırlıyorum seni
Değiştiremediğin ne idi
ya da değiştirmemi önerdiğin
Eninde sonunda bir nüve aktarıma dair
tutunarak köklerine
doludizgin şekillenen dönemeçlerde
Senden bana bir devir
gelecek düşlerimin gerçekleştiği günlerde
Bir göz açıp kapama süreci-sürdürdüğün
bu kısa seyirlikte
Sonra ereklerine ulaşma sevinci-kaplayan dünyanı
Tüm kara bulutlardan arınmış
bir sayfaya yazılmalıydı, ışıklarla
yeni, sıradan bir hayatın güzelliği.

İz

Tokalaşıp ayrıldık diyerek
Girdi içeri, gözleri nemli

Unutulur, demiş bir solukta
O denli gamsız biri

Onun için değmez dedimse de!
Yürek çarpıntılarına çare olur mu bu?

Ömrünce saklayacağın
hatıralar biriktirmeye o vakit!

Onu değil artık,
ama doğacak gün ile gelecek
güzellikleri bekleyiş,
Yeniliklere umutla yöneliş,
Aşkın kaçınılmazlığı ile sürükleniş.

Yalnız yalan söylemiş unutulur derken…
Sorgulamaya cesaret etsen bile incelikle
yıprak izleri silemezsin hayatından kaygısızca.
2015-09-30 18.55.48-1

Hatırlıyorum

Kökten bağlı olduğumu biliyorum sana,
ama yoksun!
Yürekte bir sızı bırakarak
ardına bakmadan gidenlerden biri.
Bir şeyi unutmuşum gibi geliyor
Çok geçmeden öyle olmadığının farkına varıyorum
Hatırlıyorum…
Daha gün doğmadan usuma düşüyor hayalin:
seninle çay deminde oturmuşuz
maviliğe açılan tepede, tahta bir masada
gün ortasında bir dosyaya bakarken
yakalanıyorum izlerine
gece yarısı kokun uyandırıyor beni rüyadan
Yoksun ama!
İnanmazsın sen bütün bunlara
çünkü unutanlar duyamazlar
her yeni günü başlangıç sayıp
kaderini kurtarmayı dileyenlerin içsel çığlığını.

Erkan Alkan nature
Foto. Nature (Erkan Alkan)

Aşkın Soluğu

İyi anlaşıyorlardı.
Evlenmeye karar verdiler, ilk çıktıkları gün.
Hayatın bir solukta geçtiğini anlayacaktı bir gün.
Aşkın, kadınla erkeğin anlaşmasından daha kaçınılmaz olduğunu fark edecekti. Aşk, dünyayı önüne seriyordu; vazgeçilmez manevi dayanaklar sağlayabiliyordu.
Aslında belki çocuk sahibi olmaktı aşktan da değerli olan.
Neslini devam ettirebilmek manasında değil, önemli olan gerçek bir dost edinmekti: seninle birlikte büyüyen biri, seni olgunlaştıran, seni canından çok seven herkes olabilirdi, aşkla bağlandığın…

Gezenti

Çocukluktan tanışıyoruz, sevdiğim bir arkadaşım… Zor günümde yanı başımda idi. Unutamam.
Gezenti biri o! Doğarken “leyleği havada görmüş” olmalı. Hep anneciği ile, imrenilesi bir duruş onlarınki.
Emeklilik dönemindeyiz şimdi. Dedim ki ona bir gün:
-Çok gezen mi bilir çok okuyan mı, derler. Bakalım hangimiz kârlı çıkacağız bu işten?
Öyle ya, o ne kadar geziyorsa, burada da elinden kitabı düşürmeyen biri var!
Esasen bir oyalanış içinde değil miyiz bu düzende? Kimi gezer, okur kimi ek iş peşinde koşar, sanata yönelir… Bizler, ölçülü davranışlarımızın değer gördüğü ortamlarda yaşayalım, isteğim. Ayrıca, yeteneklerimizi değerlendirip çalışma olanakları bulabileceğimiz umut yüklü günlere açılan kapılardan geçip ilerleyelim, dileğim.

Çehre

Sabaha tez ulaşsın gece
Gül yüzüne tutulmuştum ya
bi tan kımıltısında
Yine o anki gibi gülerek
başlayayım yeni güne
Sarılayım işe güce cesaretle
Sorguladım ya bugüne dek
gözümden akan yaşın bi zerresini bile
Artık sormayacağım, nasıl niye diye
“Yanılgı” demeden edemiyor bi ses
kulağıma ya neyse. Duymuyorum
Çünkü gereksinim duyuyorum,
aşktan yanan yanağımı
dayamaya güvendiğim suretine
Çok geçmeden
uğrayacağım hayal kırıklığına
Beklemediğimden ilk kez
sendeleyeceğim fena halde
Varış: umursamazlık alabildiğine
Peşi sıra kabul ediyorum
kurallarla yaşamayı
ters düşse de konuma
İşte tam bu noktada
hâkimim his dünyama.