Öyle bir an geliyor ki, kendimden sıkıldığım an! O an, insanın kendisiyle barışık olması ne demek idrak edemiyorum.
Oysa, her fırsatta “kendimle barışık biriyim” der durur. Nasıl olur?
Kabuğuma çekildiğimde, yalnız başıma bazı işler kotarmaya çalıştığımda, kurallarım, fazla çattığından benliğime, kızarım üstbene. Bocalarım, nefesim kesilir. Gerginliği gidermek için bir süre çabalarım.
Mücadele bitince yine barışırım ben kendimle, yeter ki, umutsuzlukla çevrelenmesin dünyam. Özgüvenim eksilmesin.
Barış, sihirli bir sözcük. Kim çatısı altında uyumak istemez. Hakim olduğu ortamlar şenlenir. Eksikliğinde geri kazanımı için savaşa bile gidilir. Küsenleri uzlaştırmak için arabulucular girer devreye, öylesine gereksinilir varlığı…
Bir dönem kişiliğinin kabülü için çıktığı yolu, kendisiyle barışık olarak alması, başarıyla donanmış ilişkiler yumağına sarılması insanoğlunun.
Mücadele bitince yine barışırım ben kendimle, yeter ki, umutsuzlukla çevrelenmesin dünyam. Özgüvenim eksilmesin.
Barış, sihirli bir sözcük. Kim çatısı altında uyumak istemez. Hakim olduğu ortamlar şenlenir. Eksikliğinde geri kazanımı için savaşa bile gidilir. Küsenleri uzlaştırmak için arabulucular girer devreye, öylesine gereksinilir varlığı…
Bir dönem kişiliğinin kabülü için çıktığı yolu, kendisiyle barışık olarak alması, başarıyla donanmış ilişkiler yumağına sarılması insanoğlunun.