SATIR ARASINA SIĞMAYAN adlı Denemelerim ve Şiirlerimden oluşan yeni kitabım çıktı.
İnternet Sitelerinde satışta!
Keyifle okumanız dileği ile…
Sevgilerimle.
Esen kalın!
Sezer
SATIR ARASINA SIĞMAYAN adlı Denemelerim ve Şiirlerimden oluşan yeni kitabım çıktı.
İnternet Sitelerinde satışta!
Keyifle okumanız dileği ile…
Sevgilerimle.
Esen kalın!
Sezer
Sezer
2014, Hareler
tam çekip gidecektim ki şuradan,
dünya çıktı karşıma tüm pırıltısı ile.
devam etmek istedim ben de her şeye karşın…
kalbimi sarsan yaşanmışlıkları unutup
merak etmeye başladım yeniden,
başıma gelecek olan şeyleri…
bir noktada var olmuşluğum iki cihan arasında!
nasıl anlatmalıyım bugünkü seyrimi;
bulunduğum ânın bir içindeyim bir dışında!
ne mazi ne âti…
tüm gayem işte..şu ânın bütünlüğünü korumak!se
“Alttan vurdu, aniden”.
Yemek masasında yemek yiyorduk. Lokma boğazımda takılı kaldı; yüreğim ağzıma geldi. O ne kapı çarpması idi! Bağırdım ben de, avazım çıktığı kadar.
Bir topluluk içinde yaşıyoruz. Apartman, siteler böyle yerleşimler… Topluluk kurallarına uymak lazım! Bunlar görgü kuralları aynı zamanda.
Saygı, sevgi her şeyin temeli! Hareketlerimizin çevremizdekileri olumsuz yönde etkileyebileceğini bir an olsun düşünmek ve öyle eyleme geçmek en güzeli!
Düşünmeden, gelişine davranmak ne kadar rahatlatıcı değil mi? Ya etraftakiler? Onlara zararımız dokunmayacaksa, ne âlâ!
se
Büyük Postane Caddesi’ndeyim
atılacak mektuplarım var,
yarınlar için!
Yaşadıklarımız
gözümün önünde canlanan
renkli bir film gibi,
sevdiceğim.
Fotoğrafların arasında
buldum kendimi demin
80’lerden kalma,
çay bahçesinde oturmuş
bir kareye sığmışız ikimiz;
senle sevgi bulutu olup
bir anlığına
dağılıyoruz semada.
Hatırlamazsın bugün sorsam
onun için yazıyorum usanmadan.
Sana mısralarda olsun dokunmak,
maviliğine bulaşmak bir ayrıcalık
bilmiyorsun sanki!
Mavi senin rengin,
gerçekliğinin simgesi.
Uzun aradan sonra
bana gelişlerinin verdiği
mutluluğun adı, mavi.
se
(12/05/2019)
60’lı yıllardı, çocuktum. Fener’de Rum aileler çoktu. Anneannem Selanik’ten göçtüklerinde oradaki ile takas ettikleri üç katlı-nobs* bir evde oturuyordu. Her gün onu ziyarete gidip gelirdik. Annemin çocukluğu da orada geçmişti hâliyle. Arkadaşlarından bazısı evlendiklerinde aynı evlerinde büyükleriyle yaşamayı sürdürmüşlerdi.
Komşularıyla konuşurlarken dinlerdim onları; çocuklarından bahsederlerdi. İçlerinden biri Rumdu, bir Türk ile hayatını birleştirmişti yıllar önce. Kızı evlenip Atina’ya yerleşmişti. Bunu duyduğum an çocuk aklımda önümde dünyaya açılan bir kapı belirdi. Bir solukta, bir kelime-bir cümlede dünya vatandaşı olduğumu fark ettim.
Bu şahane hissin etkisinde yaşadım sonrasında, hep geniş bir perspektiften bakarken buldum kendimi dünya meselelerine. Tabii bir de çevremdekilere sormak lazım bunu 🙂
se
*nobs: nohut oda bakla sofa (kısaltma)
Bugünler için şarkı besteleyenler oldu. İngilizce “A Corona Pandemic is all around” adlı şarkı salgından korunmak için olumlu yönde etkileyici bana kalırsa. Özellikle çocuklara yönelik olması açısından faydalı!
Bir de bazı şarkılar duydum ki; etik ilkelerden uzak, bol küfürlü maalesef! Her bireyin olaylara yaklaşımı farklı tabii. Yaşadıklarına dayanma gücü de aynı değil. Yine de insanın dilinin kemiği olmalı, derim ben. Bir sözcük ağızdan çıkmadan önce düşünmeli. Lafın nereye gittiğine dikkat edilmeli. Çocuklar etkileniyorlar. Onlara iyi örnek olmalıyız. (06/04/2020)
se
oradan buradan şuradan…
“ne konulu yazayım” der kişi,
ilham gelmemiştir o an.
kendi gündemini belirlemek iyidir
şiir
nasıl pırıltılı bir dünya;
yazış ve bitiş ânı.
kâğıda dökmeliyim doğallığı
dolamalıyım dilime.
şiir, ilk okunuşunda ne sade…
poetika yazıları kaleme almış birçok yazar
Mungan’ın “Küre”sini sevdim
Eagleton’dan “Şiir Nasıl Okunur”
ve ilk anda usuma gelmeyenler…
henüz almadıklarım var tabii;
en kısa zamanda edinip
okuyarak bilgilenmek için
sabırsızlanan bir Sezer…
se
22/07/2019