Peynirli Patlıcan

Pazar gününün özel duruşuna özellik katacak bir tarif!
Üç adet patlıcanı alacalı soyup her birini enine ortadan ikiye keserek yağlayıp 200 derecede 20 dakika fırınlıyoruz.
Fırından alıp üzerlerine dilimlediğimiz kaşar ve beyaz peyniri, en üste de domates dilimlerini yerleştirip fesleğen ve kırmızı pul biber serperek yeniden fırına veriyoruz.
5 dakika daha fırınlayıp servise sunuyoruz.
Afiyetle…
image

Bademli Bisküviler

Tarif, Bâlâ Çiçek’den…

Malzemeler (20 bisküvi için)
150 gr tereyağı, yumuşatılmış
75 gr elenmiş toz şeker
1 adet çırpılmış yumurta
125 gr un
100 gr toz badem
Meyve şekerlemesi ve badem
Hazırlanması
Tereyağı ve şekeri mikser ile yumuşacık olana dek çırpın.
Yumurta, un ve toz bademi ekleyip iyice karışıncaya kadar çırpmayı sürdürün.
Hamurdan kaşık ile parçalar alarak yağlı kağıt serili tepsiye dizin ve üzerine şekerleme parçaları ya da badem taneleri bastırarak sararana dek 230 derecede ısıtılmış fırında 10 dakika kadar pişirin.
Bisküvileri tepsiden alıp soğutun.
Afiyetle.
image

Serbest Kürsü

“Serbest Kürsü” olmalı, diyordu, yıllar önce babası.

Herkes fikrini dile getirebilmeli. Saygı, sevgiyle, dostlukla…
Aykırılıklar ise bizi birbirimize düşürmemeli. Kaldı ki, ufak bir sürtüşmede; mesela bir alışverişte sıraya girmemiz gerektiğinde anında ortalık karışıyor ve yumruklar konuşabiliyor. Yazık! İşimizi halletmek için özveride bulunmaya erinen, hatta bunu kendine yediremeyen kişilikleriz maalesef…
Toplu halde yaşam hayatımızı zorlaştırıyor; birbirimize tahammülümüz yok! Markette, caddede, sokakta hep bir memnuniyetsizlik; karşıdan geleni görmezden gelme, sanki dünyada tek başına! Yaşamaktan mı bıktık?
Bezginliklerimizi, umursamazlıklarımızı iklim değişikliklerine mi bağlayacağız? Ondandır ya yoksa dünyayı burnunun ucunu göremeyecek kadar gururlu adımlarla arşınlamak hangi akla hizmet?
Düşüncelerimizi karşımızdakine aktarırken de sağduyulu davranıp çatışmaya, çekişmeye mahal vermeden demokratik bir devinim içinde dalgalanmalı konuşmalarımız…
Şimdi iletişim araçları yoluyla sosyal ilişkiler kurabilmek eski günlere göre daha kolay gibi görünse de; sıcaklık eksik sanki. Oysa samimi, ılımlı bir bakış açısına sahip olabilmek, artı değer…
Sözcüklerimizi seçerken karşıt görüştekini kırmamaya özellikle önem vermeli. Acımasızlık bu çağın sembolü mü ne? Bilgisayar oyunlarından mı öğrendik bu denli şeytani planlar yapmayı? Kendi dışımızdakilerin yaşama hakkı olmadığına meyletmek de nereden çıktı? Hâlbuki “birlikte yaşamak” ne asil duygular barındırır içinde.
Kızgın gözlerle bakmak yerine karşındakinin yüzüne tebessüm edebilmek… Yenilikleri savunan birine olumsuz manalar içeren sözlerle yaklaşmak yerine hoşgörü ile kucak açmak… Yalnız kendisinin doğru olduğuna inanarak çevresine de bunu empoze etmek için didinmektense, özgürce fikirlerin zarif dansını izlemekten mutluluk duymak ne medeni bir haz!
1653739_625341174198846_1159896447_n