Konu Konuyu Açarken

Hocam,                                                                    25 Ocak

Cemal Süreya şiiriyle birçok yerde karşılaşıyorum. Kitabını elime ilk alışım.
Koca yüreği hayallerime sığdırmaya çalışmak oldu, duyumsadığım… Sayfaları gezdikçe niye sevilerek okunduğunu daha iyi anladım.
Bir toplulukta, şiirlerimin düşündürücülüğünü önemsiyorum; açıklanırken bir Edebiyat dersinde dizelerim dile gelsin, o anda esintilerini getirdiğim havayı solusun gençler, aynı atmosferde..demişim. Paylaşmak dileğim zamanı..dokunup geçmişin izlerine, gün içinde, yarına yetişmeye çabalayarak.
“Okul kitaplarına girmez benim şiirim” demiş Süreya. Benimki de öyle olacak kuşkusuz ama  bir öğrencinin sınav kağıdı üzerinde soru olarak rastlanmasının hayali bile güzel. Ne de olsa şairlerin, yazarların, sanatçıların değerinin ileride anlaşılacak olmasının önemi ile ilgili bir duyum geliyor Mina Urgan’dan.
Esin kaynağı olabilir mi, dediniz kitap için hediye ederken; tabii ki olacaktır.
Teşekkürlerimle.

S.

Erol Çiçek’e.

Özledim

Pişirdiği galetaların kokusu caddeyi baştan sona saran fırının arka sokağa açılan kapısından içeri adım atmayı özledim. Anneannemin fırınlanması için götürülmek üzere hazırlayıp elimize tutuşturduğu börek ya da kurabiye sinisini bıraktığımızda makbuz koçanının en üst yaprağının kopartılıp verilmesi ve “bir saat sonra hazır” sözüyle çıkıp oynamaya devam ederek sürecin bitiminde geri gelişimizi… Makbuzun bizdeki nüshası ve sararan kopyasının karşılaştırılıp sıcak tepsinin gazete kağıdı örtülerek iade edilişiyle avucumuzdaki bozukluklarla yaptığımız ödemeyi ve bir koşu, eve, çayın yanına yetiştirişimizi.
Galetalara gelince hilafsız yarım metre idiler, tezgahta dar, uzun..ayaklı hasır sepetlerde muhafaza edilir, daima dükkanın süsü olma özelliklerini korurlardı bana göre..yemesi kıtır kıtır muhakkak. Onlardan hiç alıp yemedim..sabah kalktığımda başlardı etrafa yayılmaya koku.
Galeta rayihası ile denizi beraber solurduk, içimize çekerdik doyasıya… Haliç’in o dayanılmaz “parfümvari” esintisi sonradan hakim olmaya başladı Fener, Balat’ta.

10_dFoto.alıntıdır.

İktidar Meselesi

Dikkatimi çekmiştir, insanlar çoğu zaman fikirlerini birbirlerine empoze etmek isterler. Hani her birimizin dünyaya bakışı başka pencerelerden olur ya… Sanırız ki, yakınlarımız da bizim benimsediğimiz ölçülere göre ilerlerse daha doğru hareket etmiş olur.
Birbirimiz üzerinde hakimiyet kurmayı severiz neden bilmem. Bu varoluş sorunsalı olarak önümüzde.
Bir iktidar muhakemesi!
Sait Faik de bundan yıllar önce konuya değinmiş, iktidarın yalnız devletle birey arasında kurulan bir ilişki olmadığını, kişiler arasında da böyle bir rabıtanın yaşandığını belirtmiş…
Oysa karşımızdakini olduğu gibi kabul edip kişiliğine, görüşlerine saygı duyarak birlikteliğimizi sürdürmek hayallerimizi ve prensiplerimizi zorlamasa gerek…

kumsalFoto.alıntıdır.

Ömür Dediğin

Gece gördüğüm rüya neye yarar
Hele kabuslar çıkmaza sokar
Gündüz düşleri lazım bana:
Neler yapacağım
önümüzdeki elli yıl mesela
Yaşayacağım ben, dedi, gencim henüz
Mesleki kariyer, dünya evi, torun torba
Ölümün yaşı yok ki, esti bir fırtına

Elde ettiklerinin özü verdiklerindir,
yönünü çizen de o esasen
Susturamayacağını fark ettiğinde
duyacaksın en derin safhada
yankısını seslerin
Bölünecek gece ikiye:
varacaksın adım adım kuytuya
ardından solan yüzün
bakacak ışıklı semaya
Gün ağardığında, anlayacaksın
yalnızca görüngü semboller
usuna takılan gerçek dünya,
biçimlendirdiğin ideallerin olsa olsa…
CIMG3024 (Large)

Özlem

Sevgilim,                                                                             16 Ekim

“Sevgilim şöyle dedi, sevgilim böyle dedi” demeyi ne denli özlemişim. Bu akşam söyledim içimden, tekrarladım birkaç kez.
Doyamadım ama…

Annecim, babacım! Diyemiyorum ya nice zamandır..özlüyorum…

S.

Sevgili eşim Vural Çiçek’e… Nur içinde uyusun. Bir gün buluşacağız, biliyorum.

Yüksek Sesle Düşünmek

‘’Büyük yazarlar inanmadıkları şeyleri de yazarlar.’’ Montaigne böyle demiş.
İnanmadığını nasıl savunur?
Yetenekli, donanımlı yazar, inanmadığı şey hakkında  sayfalarca konuşabilir tabii. Objektiflik önem kazanıyor bu noktada. Artistlik gündeme oturuyor…
Genel kanı, fikrimizi açıklamayı amaçlayan yazılar oluşturmak diye düşünürüm ama işi profesyonelliğe döktüğünde anlamlı geliyor “inanmadığını yazmak” da; başladığı ifadeyi tamamlamak hevesle sarılarak sözcüklere…
Yazın hayatı sınırsız bir ortam sunar yazara. Çeşitlilik demek bu! Yeri gelir benimsemediği değerler için cesaretle açılabilir bilinmezliğe.

Bulutlar

Uğraşı

Hayatın her döneminde, her koşulda, en zorlu anlarda bile bir uğraş edinme zihni açar. Hatta ülkenin güçlüklere teslim olduğu günlerde işlere devam etmek gerek ara vermeden. Ergonomik düzeyde her bireyin katkısı farklıdır ekonomiye. Ayrı bir anlam taşır çalışmaları yapı taşı olma gayretiyle…
Kişi, hoşlandığı, yeteneğiyle varlık gösterebileceği işi seçip kotardığında dimağı donanır. Olumlu adımlarla, ilerlemede önemli rol oynamanın yanı sıra zihnin kıvraklığı gerçekleşir.
Uğraşın olması, düşüncelerimizi onun üzerinde yoğunlaştırma, bizi, olumsuz eğilim ve fikirlerden uzaklaştırır. Toplum içinde fertler genel olarak birbirlerinin işine karışarak karşı tarafı rahatsız edici olabiliyorlar. Her şey bir kenara bu itkiye set çekmek açısından bile yadsınamaz kendine özgü bir iş edinmenin ehemmiyeti…syf162homeart0212_copy_dFoto.alıntıdır.

Dünyam Zenginleşiyor

Elimdeki kitabı okumayı tamamladım. Neşelendim, öğrendiğim şeyler var dedim bıraktığımda. Eser, Cemil Kavukçu’dan Örümcek Kapanı, bir deneme.
Cemil Kavukçu, zaman içinde artık her kitabı, ilk okumaya başladığında bitirmesi gerekmediğini düşündüğünden dem vurmuş; bitiremediğinde sonra devam etmek üzere sakladığını söylüyor. İçinde bulunduğu ruh haline göre kitabın üzerinde bıraktığı etkinin değişik olduğuna değiniyor.
Yalnız bazı kitaplar, ruh hali ne olursa olsun elden bırakmadan okunuyor; Örümcek Kapanı gibi!
İnci Aral’ın Unutmak adlı anlatısını da çok beğeneceğimi umuyorum, başlangıç ve sardıkça sardı…
Ayrıca Orhan Pamuk’tan Saf ve Düşünceli Romancı’yı okuyorum bu ara. Roman yazarlarının, okurun Saf ve Düşünceli diye ayrıldığını konu ediniyor. Fark ettim ki, yerine göre her iki safta da duruyorum.

Teras KeyfiFoto.alıntıdır.