Günler geçti, aylar, yıllar!
Özgürlüğe kavuşalı yüzyıl oldu neredeyse. Bu sonuca ulaşmak için zorlu dönemler atlattık.
Bugün kişiliksiz addedildik ki, sahip olduğumuz yüce değerler hatırlatılıp devamlı sorguya çekiliyoruz.
Demokratik hakkımız: haykırarak konuşmak yeri geldiğinde, oysa söyleyeceklerimiz çekindiklerimiz!
Bugüne dek Cumhuriyet ile kazandıklarımızı mutlulukla ifade ettiğimiz milli etkinliklerimizi hakkıyla yerine getiremiyor; zeytin ağaçlarımız bile “sakıncalı” bulunup yerine “İslam’a uygun helal olanlarının” dikilmesi öngörülüyorsa özgürlükten bahsedebilir miyiz?