‘’Büyük yazarlar inanmadıkları şeyleri de yazarlar.’’ Montaigne böyle demiş.
İnanmadığını nasıl savunur?
Yetenekli, donanımlı yazar, inanmadığı şey hakkında sayfalarca konuşabilir tabii. Objektiflik önem kazanıyor bu noktada. Artistlik gündeme oturuyor…
Genel kanı, fikrimizi açıklamayı amaçlayan yazılar oluşturmak diye düşünürüm ama işi profesyonelliğe döktüğünde anlamlı geliyor “inanmadığını yazmak” da; başladığı ifadeyi tamamlamak hevesle sarılarak sözcüklere…
Yazın hayatı sınırsız bir ortam sunar yazara. Çeşitlilik demek bu! Yeri gelir benimsemediği değerler için cesaretle açılabilir bilinmezliğe.