Sevmese idim, yaşayamazdım
Birlikteliğimiz bir düş olsa da bugün
resmi silmek imkânsız
Bu ânı yarına bağlayan o hayal,
gözlerin, bir bakışın vardı
Geleceği muştuluyordu:
sensiz ama
seninle olmanın dayanılmazlığının
ruhumu sarsacağını,
aşka doyamayacağımı
ömür boyu.
Etiket arşivi: aşk
Zora Koşan Anlar
Koşulan koşul,
şartların zorlanmaması idi.
Doğasını değiştirmedik aşkın,
öyle istedin.
…
Zaman geçtikçe
zora koşan anılar oldu:
gözümün önünden gitmeyen hayal,
o an, gerçekte yaşanan bir an.
…
Bir an geliyor ki,
nasıl yaka silkiyorum o andan.
Bu kadar.
…
Ardından
yine dönmeye başlıyor dünya o anı ile,
sen ve ben
papatyaların arasında
önümüzde beyaz sayfaların açıldığı
o saf, masum dakikalar olduğu halde
…
Oysa,
salt gerçekliği
anılarda kaldığı
Söyleşi Çiçeği
Söyleşi çiçeği. Dostoyevski, Mektup türündeki eseri İnsancıklar’da değinir böyle bir çiçeğin varlığına. İsmi bir fiille anılan bitkilerden; Beni Unutma çiçeği gibi.
Su verirken çiçekleriyle konuştuğunu belirtir ya bazısı! Köklerine can gelir bir ses duyumsadıklarında, harekete geçer kıvrımları. Güne uyanırlar bizlerle.
Kırmızı çiçekli bir bitki var cam kenarında, sulanmasını izleyen dört beş gün içinde dallarıyla beraber aşağı doğru meylediyor. Bunun üzerine su verildiğinde yayılmış olduğu zeminden dirilişe geçiyor; bildiğimiz saksıda çiçek oluveriyor yeniden.
Konuşuyorum ben de bazen, toprakta kıpırdanışlarını duyuyorum. Aşk ile doğup gelişiyor Tanrı’nın can verdiği. Doymadan açamaz gözlerini dünyaya, sevgisiz saramaz gövdesini. Kökten diriltmeli düştüğünde, muhabbetle yeşertmeli.
Çiçeklerin özen gösterilmeden büyümeye gücü yok baksana.