Virginia Woolf, Dalgalar adlı eserinde konunun nehir olup akıp gittiği bilinç akışı tekniğini kullanır.
Kişi, bir eseri okurken, içinde bulunduğu tutuklayıcı düzenin dışına çıktığını fark ediyor çoğu zaman. Bu bir terapi şekli olsa gerek! İşe yaramayan onca düşünceyi uzaklaştırırken dimağından, beyaz sayfa açılıyor önünde.
Yalnız her yararlı iş gibi okuma etkinliği de süreklilik bekler. Rutini bozmaya gelmez. Etkisini görmek için kitapları elden düşürmemeli!
Okuduklarımız daha önce konu edinilmiş mutlaka. Yeniden yeniden… Böylelikle okudukça değişik üsluplardan aktarılan bilgiler yenileniyor hafızamızda. Tabii bilginin derya olduğunu düşünürsek, öğrenecek –bilmediğimiz çok şey bulunduğu gerçeğini kabul ediyoruz. Bu bağlamda araştırmaya dayalı eserler zihnimizi tazeleyip dünyaya daha geniş bir perspektiften bakmamızı sağlar.
Hayal gücünün muazzamlığı da yadsınamaz. Öykü, hikâye, romanlar konuları itibariyle ruhumuzun derinliklerine ulaşırlar. İşte orada başlar serüven… Bizi etkisine alıp günlük sıkıntılardan arındıracak bir kaynak bu!
Etiket arşivi: öykü
Gerçekleşen Düşlerden
Yazarak kendimi daha iyi tanımak dileğim.
Her geçen gün daha az tanıdığım yönlerimi fark edip, yeniliklere doğru yürüyerek neler yapabileceğimi öğrenmek istiyorum.
Ruhumun derinliklerine inerek ortaya çıkardığım bilinmezlikleri, “yaşantımın izleri” diyebileceğim sayfaya işlemek benliğime ışıltı katıyor.
Bazı yetiler, var olması zor unsurlardır, akıl gözünde. Hayatın özünde yaşatılacağı anı kovalar gün yüzüyle.
Ufak kıvılcımlar uçuşur her zaman, yapacaklarımı düşünürüm, başım döner.
Güne, yeteneklerimle başarabileceğim işler olduğunun farkındalığı ile uyanmak, tatlı bir düş başlangıçta. Düşü gerçekleştirmek inanılmaz bir öyküye dönüşür gençlik yıllarında. Yaşlılıkta ise hoşlandığım bir düş, geçirdiğim güzel anlara karışır, gerçekleşmesi, ödülü olur yaşantılarımın.