Hayatla

Yıllar önce ilk karşılaştığında bir kapı açıldı önünde, sonsuzluğa giden yol görünüyordu. Gülen gözler, tatlı arkadaşlıklar, dostluklar ruhunu okşuyordu. Tasasız bir dünya yok… Kırgınlıklar olurdu zaman zaman, üzülürdü. Hatayı hep kendinde arardı.
Karşılıklı küsüşmelerin ilişkilerin tuzu biberi olduğunu düşünüyor ne zamandır. Tabii ki hatalar olacaktı, insanın yapısı böyle yoğrulmuştu; kusursuz değildi ve yanlış davranışlar tek tarafa ait olamazdı. Daha dingindi, iyimser açıdan bakabiliyordu yaşananlara. Suçlamıyordu artık kendini. Heyecanına yenik düşmüyordu. Daha az öz eleştiri yapıyordu, çünkü bu yüzden yıpranmıştı.
İki kişi konuşurken söze karışıp kafaları karıştırdığını fark ettiğinde on beş yaşında idi. Yüzüne kızgınlıkla bakan arkadaşlarının bu tavrına alınıp bir durgunluk dönemi ardından, sözlerine özen göstermeye gayret etti. Düşünmeden konuşmadığına dikkat çekilip takdir edildi.
Yarım asırlık bir yaşam deneyiminin sonunda şimdi daha yerinde konuştuğuna inanıyor ve sayılıyor: konuşmalarının anlam yüklü oluşundan mı, yaşından mı kaynaklanıyor bu saygı merak ediyor…
yasli-kadin-ve-denizFoto.alıntıdır.

Özlediğim

Öyle özledim ki,
birlikte doğurmayı günü
Doğurmak, dedim de
“doğaya eş koşma” dersin belki
Güneş doğarken beraber olmayı mı
diyeyim öyleyse
Ay ışığını unutmamalı,
lacivert gece, ay hilaldi
öpmüştüm seni cami avlusunda
o an söz kesildi aramızda
bin yıl mıydı  bilemedim
bilenmiştim hayal kurarken
oysa bir gün bile kalamadık
seninle koyun koyuna.
CIMG4601Foto.Bala Çiçek

Yazayım

Yıllar geçti, gecelerce yas tutup
kabus gördüğüm
sayfalar almaz yazamadım.
Bu kısır döngüde yitmek istemedim
Hep ayetlere sığındım,
Tanrı katına erişmeyi dileyerek
Gülen yüz olalım istedim;
suçsuz ama perişan kavrulup acılardan
sonu bilinmez yollara düşmek ne demek
Günlerce ağladım çaresizliğin yılgınlığıyla
Yeise kapılmadan doğru yolda ilerlemeyi
şiar edinerek
uyanmaktan vazgeçmedim güne.
IMG_0537-2

Hayatım

Hayatımın renklerini buluyorum konduğum dallarda
Önümde ipeksi bir dokunuşla açılıyor kapısı sonsuzluğun
Sarsıyor kımıltıları benliğimi
Kulaklarımda çınlıyor içimi sızlatan serzenişleri
Unutulmaz sevi yüklü parmak uçlarıyla çiziyor daireyi
-ki o yalnız içkin nazarlar içre kapanıyor eşe dosta.
CIMG2829Foto.Bala Çiçek

Mutluluk Ne İdi Esasen?

Yenik çıktı ilişkiden. Yere göğe sığdıramadığı aşkından koptu. Bahtsızdı ya bocalayıp durdu. Bu arada hayatını planladığı gibi şekillendirmeyi bildi. Artık olumsuz düşünmeyecek, kararan his dünyasının aydınlanmasını sağlayacaktı.
Mutsuz günlerinde hatalı olduğuna inandığı hususlar için kendine haksızlık ettiğine hükmetti. Hata yoktu esasen, hayat yolunda dilediğimiz gibi yürüyemediğimizde yanlışlıklar yapabiliyorduk; bir kodlama öngörüsü.
Yetersiz olduğumuz manası çıkmıyordu bundan, sis bulutundan sıyrılmak için zaman gerekiyordu. Sakinlik! İlerlemenin gücüne inanan bir usun denetimi…
Çalışmaktan mütevellit tüm benliğini yalayan esrikliği daha önce de yaşamıştı. Seramik eğitimi almıştı, bir atölye açtı şehrin göbeğinde. Gaye, salt para kazanmak olamazdı, gerçeklik, bir olguyu-yaşamı sürdürmekti. Yeteneğinin bilincine varmaya susayan ruhunun, törpülendiği hayata sarılması idi.
mutluFoto.alıntıdır.