Her birimiz hayatımızın bir döneminde tango yapmışızdır. Dans etmeyi gençlik yıllarıma sığdırdığımdan bu söylem.
Tango, bir başka kişiye uyum sağlayarak yapıldığından kontrollü hareket etmeyi gerektiren bir dans türü. Bu bağımsız bir kişiliği memnun etmeyebilir.
Diğer yandan kişinin sevdiği ile aynı pisti paylaşması hoş. Romantizm de eklenir haz duygusuna aşıksak eğer.
Medeni ve modern açıdan baktığınızda dans vazgeçilmez bir unsur yaşamda. Kişileri birbirine yaklaştıran sosyal bir etmen. İyi vakit geçirme sebeplerinden biri.
Masa tenisi, pinpon da topluluk içinde keyifli anlar yaşatan sporlardan. Tabii dans ve spor ayrı konseptleri olan faaliyetler… Netice olarak hobi diye niteleyebileceğimiz, arkadaşlarımızla bir araya geldiğimizde hoşça vakit geçirebileceğimiz melekelerimiz olmalı her zaman. Kişi, mutluluğunu kendi yaratır madem, dans olsun..spor olsun sosyalleşmeyi sağlayan ögelerden olduğundan ve yaşlanmayı geciktirdikleri iddia edilebileceğinden yabana atılmamalı.
Kare şeklindeki bir milföy hamurunu ortadan ikiye kesip her birini unlayarak merdane ile açıyorum. Başlangıç noktasına dilediğim harcı yerleştirip sigara sarar gibi sarıyorum. Ardından fırınlıyorum.
Milföyden böreği böyle de deneyin, derim.
Mıııım..enfes.
Yakınlaştı farkedince
kokladı
o kendi ailesinden
can suyu:
ne sevgili bir kucaklayış,
yaklaştığını hissettiğinde
sokuldu ona
şefkatine:
ne masum bir uyanış.
Fotoğrafı paylaşan Sn Filiz Aykaç Erdini’ye teşekkür ederim.
Okula yıllar sonra ilk ziyaret.
İç merdivenlere ulaşana dek bir özgüven, ardından içerde yeniden yaşadığım o ürkek ama gururlu hallerim…
O devasa yapı olduğu gibi etkiliyor beni. Katlar arası sahanlıklardan birinin tavan sütununda kurşun delikleri, 70’lerden kalma. Öğrencilerin bir dersten çıkıp diğerine koşuşturmaları, ne tatlı sevinç. Ders programlarının iliştirildiği cam dolaplardaki listeleri inceliyorum: Latince, Grekçe gramer, edebiyatları. Okuduğum dönemde ders aldığım diğer bölümlerden Felsefe, Sosyoloji koridorları…
Geceleri uykularımda bana yaren okulum; evde hazırlanıp derslere gidiyorum rüyalarımda. Gidiyor(d)um. Doktora çıktım, bir kez o ortama girersem rahatsızlık hissetmeyeceğimi söyledi. Her gece uykuda olsa bile bu heyecanı yaşamak baştan hoş görünse de bir süre sonra tadı kaçıyor.
Hakikaten ilgili mekanda gezindikten sonra gitmiyorum oralara artık rüyalarımda.
Yazarın yazdıklarının okuyucuyu ilgilendirmediği düşüncesi gösterişten ibaret.
Yazarın her yazdığı ile ilgilenip ilgilenmemesi okurun kendi tasarrufunda olduğu halde yazılan her şey onun ilgi alanına girmektedir. Bu durumda yazar yazdığım okuru ilgilendirmez, diyemez.
Kimsenin fikrine karışmak prensibim olmamasına karşın tartışmak hoş. Konu konuyu açıyor.
Sanatı sanat adına ya da kendimiz için icra etmemiz, okuru karşımıza almamız anlamına gelmiyor.
Okurun yargısına seslenmek yazarın yazı dünyasını renklendirecektir. Yine yazardım istediğimi; neticede düşüncelerimin ifadesi veçhile bulunuyorum bu sayfada. Gelip geçerken biri uğrar belki dediğimde..ilgilendirir beni onun da bakış açısı.
Genel bağlamda talebe değil, önceliğime göre seçiyorum konularımı. Burası “serbest kürsü”, dilediğimi dile getirmek gayem.
Kimseyi rencide etmeden zihnini kurcalayan mevzular hakkında görüşlerini anlatmak kişinin özgürlüğüdür.
Nasıl da donanıyoruz günden güne
Sevgi yüklü birliktelikler paylaştığımız
dünden bugüne.
Zaman içinde olgunlaştıkça,
rengarenk yaşantılar serildikçe önümüzde
tutunuşumuz ona, daha bir güçleniyor.
Pek demem ya,
‘’hayatı seviyorum’’
cümleciği de çıkar belki bu gidişattan.
umut türküsü oluyor sıcak sözcüklerin, telaşlıyım bu mevsimde yavrucağım, her şey iyiliğin için