Bırakmadın ellerimi hiç
ilk sözünden beri, son ana değin.
Hissettiğim gibi değil mi
Kor olup yanan kalbin
avuçlarımın içinde atıyordu.
Kahveye henüz boyanmış masada,
seninle içtiğimiz bir bardak çaya
takılı kaldı aklım.
Sonradan çok gittim ama
aynı dem tadında olmadı hiçbiri.
Sesin…
Kavrayan, kucaklayan doyamadığım
bir giz vardı ses tonunda
dilinden dökülürken adım.
Soruyordun, bugüne dek neredeydin
Seni bekliyordum, diyordum içimden.
Ne şahanesin ki,
şimdi sıcaklığın iliklerime işlediği halde
gözümün önünden gitmeyen hayalinle
hayatı yudumluyorum.
Sevdiğimiz şarkı dönüyor pikapta.
Zamanın
bilmediğim dehlizlerinde yürüyorum.
Yaşansa da her an sen varmışsın gibi,
o dem tadında değil, bil ki.
Etiket arşivi: çay
Düş
Dik yokuşu çıktım.
Yara vardım, etrafa bakındım.
Donakaldım.
Sarı beyaz ışıltılar altında
deniz buz gibi idi. Üşüdüm.
Mavi sıra yerinde idi,
çay deminde
birlikte oturduğumuz hani…
Onun için buradayım bugün
yeniden hissetmek için
yaşadığım o güzelim anları…
Tabiat ile kucak kucağa
sana daha yakın olayım diye.
Konuşmuyordun. Düşünüyordum.
Açılmadan birbirimize
bir düş kuruyorduk,
aynı düşü büyük olasılıkla.
Öyle ya tutukluyduk ikimiz de
bakışmaya doymayan gözlerimizde.
Sıcaklığımız güven ile ısıtıyordu
kalplerimizi.
Sonra ne ara mesafelere yenik düştük,
anlayamadım.
Gidişlerin olmuştu benden…
Son gidişinde çok ağladım.
Dileğim, kavuşmamız artık tez zamanda.
Sana sarılmaya ihtiyacım var
İmkânsız gibi görünse de, değil biliyorum.
Gelebilirim yanına her an
Geleceğim sensin inan.
Anneanne Kurabiyesi
İyi bayramlar!
Anneannemin çocukluğumuzda çok pişirdiği kurabiye: o hazırlar, siniye yerleştirir; biz de kardeşimle karşıdaki galeta fırınına götürürdük. Fırıncı bize numaralı bir fiş verir, bir saat sonra gelip almamızı söylerdi. Fişimizle gider kurabiyeleri alırdık, fırından… Çaya batırarak yerdik, oyunun arasında çok lezzetli gelirdi.
Ben ise, evdeki fırın tepsisine göre oluşturdum malzeme miktarını. Şöyle ki; iki yumurta, yarım su bardağı süt, zeytinyağı, bir su bardağı toz şeker, bir tatlı kaşığı karbonat -üç yemek kaşığı suyun içinde çözündürerek-, bir yemek kaşığı mahlep ve aldığı kadar un karıştırılıp hamurdan mandalina büyüklüğünde parçalar kopartılarak şekil verilir. 180 derecelik önceden ısıtılmış fırında 20 dakika pişirilir.
Soğuduktan sonra herbirini sarıp derin dondurucuya kaldırıyorum. Yemeden önce sıcak fırında 10 dakika kadar ısıtarak servise sunuyorum.
Afiyet olsun.
Değme
Resme baktım:
yazın
bir pazar sabahı
erken kalkmışız;
oturmuşuz seninle Marmara’da.
Masamızda taze ekmek ve peynir
çayımız ocaktan…
Oh, değme keyfimize!