Kare şeklindeki bir milföy hamurunu ortadan ikiye kesip her birini unlayarak merdane ile açıyorum. Başlangıç noktasına dilediğim harcı yerleştirip sigara sarar gibi sarıyorum. Ardından fırınlıyorum.
Milföyden böreği böyle de deneyin, derim.
Mıııım..enfes.
Aylık arşivler: Mart 2015
Mutlu güvenli
Kızgın ve Sevgili
Rüya
Okula yıllar sonra ilk ziyaret.
İç merdivenlere ulaşana dek bir özgüven, ardından içerde yeniden yaşadığım o ürkek ama gururlu hallerim…
O devasa yapı olduğu gibi etkiliyor beni. Katlar arası sahanlıklardan birinin tavan sütununda kurşun delikleri, 70’lerden kalma. Öğrencilerin bir dersten çıkıp diğerine koşuşturmaları, ne tatlı sevinç. Ders programlarının iliştirildiği cam dolaplardaki listeleri inceliyorum: Latince, Grekçe gramer, edebiyatları. Okuduğum dönemde ders aldığım diğer bölümlerden Felsefe, Sosyoloji koridorları…
Geceleri uykularımda bana yaren okulum; evde hazırlanıp derslere gidiyorum rüyalarımda. Gidiyor(d)um. Doktora çıktım, bir kez o ortama girersem rahatsızlık hissetmeyeceğimi söyledi. Her gece uykuda olsa bile bu heyecanı yaşamak baştan hoş görünse de bir süre sonra tadı kaçıyor.
Hakikaten ilgili mekanda gezindikten sonra gitmiyorum oralara artık rüyalarımda.
Gözde
Okuyucunun Konuya İlgisi
Yazarın yazdıklarının okuyucuyu ilgilendirmediği düşüncesi gösterişten ibaret.
Yazarın her yazdığı ile ilgilenip ilgilenmemesi okurun kendi tasarrufunda olduğu halde yazılan her şey onun ilgi alanına girmektedir. Bu durumda yazar yazdığım okuru ilgilendirmez, diyemez.
Kimsenin fikrine karışmak prensibim olmamasına karşın tartışmak hoş. Konu konuyu açıyor.
Sanatı sanat adına ya da kendimiz için icra etmemiz, okuru karşımıza almamız anlamına gelmiyor.
Okurun yargısına seslenmek yazarın yazı dünyasını renklendirecektir. Yine yazardım istediğimi; neticede düşüncelerimin ifadesi veçhile bulunuyorum bu sayfada. Gelip geçerken biri uğrar belki dediğimde..ilgilendirir beni onun da bakış açısı.
Genel bağlamda talebe değil, önceliğime göre seçiyorum konularımı. Burası “serbest kürsü”, dilediğimi dile getirmek gayem.
Kimseyi rencide etmeden zihnini kurcalayan mevzular hakkında görüşlerini anlatmak kişinin özgürlüğüdür.
Hayat Dediğin
Dırıldanma
Hep böyle olurdu: incir çekirdeğini doldurmaz bir sebepten münakaşa çıkardı aralarında. Tek taraflı söylenmeye dönüşürdü çoğu kez; ne dediği anlaşılmaz, konuşur konuşurdu.
Dırıldanma, derdi ona. Arkasından bir rahatlama duyardı ikisi de. Huzur gelirdi yeniden yuvaya.
Sıhhi bakımdan doğal bu kadarı! Ya ötesi? Tuttu kolundan bir akşamüstü sarstı, iftirada bulundu kaygısızca kendini haklı çıkartacak ya; kalbini kırdı, canını yaktı.
İçi doldu, attı kendini sokağa.
Gürültü sebebi önyargı, aşırı kıskançlık, öz güven eksikliği… Halbuki anlayış, hoşgörü, sabırla çözülürdü sorun dediğin. Çare diye yer verilmeseydi soyutlamaya; bundan mütevellit kaba kuvvete, şiddete…
Sorun var mı? Biz uydurduk muhtemelen, dar kalıplara bağlı bir yaşam sürmeyi tercih ettiğimizden. Kendimize acıdığımızdan karşı tarafa ilişkin şikayetlerimiz. Önce kendimizi sorgulamadığımızdan partnerimize yüklenişimiz. Demokrasi çerçevesinde tartışmaya geçit vermediğimizden kavgaya dönüşen münakaşalarımız. Sahiplenmeye kalktığımızdan yanılgımız çünkü yazılsak bile birbirimize her birey bağımsız döner yörüngesinde; kısaca özgürlüklerimizi kısıtladığımızdan ağrır başımız. Karşımızdakini olduğu gibi kabul edemeyişlerimiz, kendi kalıplarımıza sokma gayretimiz haksız konuma düşmemize sebep değil mi sonunda?
Türkişi Nakış
Çeşitli renklerden oluşan spagetti yünden battaniye örmeye devam ediyorum; renkli parçalar halinde örüp birleştireceğim. Yanısıra sport wool yünden bordo rengi seçerek bir kazağa başladım. Zevkli geçiyor.
Zor olarak nitelediğim Türkişi çalışmalara özeniyorum. Elimden bir takım çıksın, istiyorum. Bakalım yapabilecek miyim? Bayağı ağır işçilik gerek. Bir dergi ısmarladım, örnekler üzerinde çalışırken zorlanırım sanıyorum.
Arkadaşlardan bu tür işlemeler yapmış ve halen yapmakta olanlar var, doğrusu. Yaşantımın daha sonraki dönemlerine ertelemiştim bu işi ama öne aldım. Örgü işleri ile birlikte yürüteyim, diyorum. Bir hobi edinmek; güzel oluşumları kucaklamak, zamanın su gibi akıp gitmesi demek.
Zamanı iyi değerlendirmek çağımız insanının melekesi bence. Değişik tarzda uğraşılarla meşgul olanlar çok. Marjinal birtakım aktiviteye seyirci kalacağım açık. Genel manada rutinliği bozmayan cinsten etkinlikler ilgi alanıma giriyor, ne diyeyim…