Gittin, bir yaz günüydü
Memnundun, gülümsüyordun
Sevindim mutlu oluşuna hatta
Dualarım seninle, unutma.
Olur a bir kez daha karşılaşırız belki
O parlak yıldızın altında
Senin yıldızın…
Sevgiyle bakıyorsun bana
İçim ısınıyor
Endişelisin benim için
Sağlığımı soruyorsun, duyuyorum.
Oysa bendeki merak senden ötürü
Onca can nasıl dayanıyor
Sorular yanıtları ile geliyor
Karşılıyorum gülerek sevinç haberlerini
bazen kederleniyorum, buz kesiliyorum.
Hayatın getirdikleri böyle mi bulmalı bizi
Taraflar arasında bir savaş sürüyor
arzu edilmese de
Yalnız kimin kazanacağı baştan belli
Âdil olmaması cabası.
Dünya üzerinde yaşananların
çoktan her birimizi adım adım
etkilediği gerçeğine bir bakış bu sadece.
Seni tanımak ne büyük şans
Arkadaşım olmasan
yine de sever miydin beni
Sevgiyle bağlanmasak
arkadaş olamazdık da diyebilir miyiz
Peşimde koşmasan
sevgili olur muyduk hiç
Sevme ve sevilme hali yakınlıktan ötürü
Sevmesem birlikte olmazdım elbette
Sen de öyle
Dostlukla bağlandık önce birbirimize
Ne güzeldi, güneş yüzümüze doğardı
Kafa kafaya verirdik,
çözerdik tüm problemleri
Ne şendik, çocuk ruhlardık
Bir rüzgâr esti, dağıldık
Belleğime yazdım
korumalıyım
karşılaştığımız o ilk anki sevinci
çünkü o anda çizili kaldı
hayatımın en güzel resmi.
Hep yanında olacağım diyordun
kandım
Minik bir hikâyede kilitli kaldım
Bir damla düşmeyecekti yanağa hani
çok yaşardı gözlerim
Bir de pembe yalanlar söyleyecektik ya
evdekilere, arada bir
birlikte rahatça soluk alabilelim diye
Yalancıların en tatlısısın
Ne kadar yalancı
O denli acımasızsın
hissettirdiklerinden
kalbim ağrıyor
Bilirim, üzgünsündür.
Sonuç olarak her şey yoluna girer
Kırdığın ve kırıldığın
aynı kefede olduktan sonra…
Üzülme. Memnunum ben, eşitlik kokan
bir beraberlik yaşadığımızı bildiğimden.
Bir göründünüz bir kayboldunuz
doyamadım ben ama
Genç biriyim artık diye
istemez miyim sandın sevgini
Şu an ki,
her zamankinden çok doluyum sevginle
Bir başka buutta yüklenmişken
sorumluluklarımı bugün,
daha iyi anlıyorum seni.
Her ölüm erkendir ya babacığım
sizinki de öyle
doyamadım ben ama…
Yılların içinden yükselip
duvarıma çarpıyor
berrak tok sesin
kalbim acıyor
o an yanıyor sol kulağım
hayatımda bu kaçıncı
“anıyor mudur beni” diye soruşum
yanılmaktan korkuyorum
tek arzum sevginle donanmak
ne denli basit değil mi
ortaya çıktığında
sarılacak sanki onmaz sandığım yaralarım
sarılacağım boynuna
sevildiğimden kuşku duymaksızın
coşacağım, kutlayacağım sonsuz düşü
bu kez zincir kırıldığı için dua edeceğim.
Umulmadık bir anda karşılaştık seninle
Hiç hesapta yoktu, öyle
Yazdım seni buluta, kalbim uçtu bir kuştu
İzin verdin, kondu dalına
Böylece yazıldın işte en kuytuya
Geleceğim oldun
Ne oldu da, bir gün bir çizik attın yazıya
O gün bugün her şeyi atlattım da ben
Bir türlü başaramadım
onmaz kırık kalbimi yeniden uçurmayı
umut yüklü bulutlara doğru.
Dökemiyorum içimi.
Yok ki…
Bir baktım, yedi bahar geçti.
Açılamıyorum sanki mühürlü dilim…
Dostum, dostum
Sözcüklerin dünyası…
Bir sihirdi söyleşisi,
dinlerken pervaneye dönerdim.
Sonradan
şiirime sığdıramadığım harfleri heceledim.
Sakladığım gözyaşım ile dağıldı
toparladığım tümceler.
Sordum, niye diye…
Bir daha seslendi ilkbaharın içinden,
bizim için ısrarla bestelemeğe koyulduğu
bir terennüm dudaklarından dökülürken…
Dün ile bugünü birleştiren senin kahkahaların idi.
O neşe sarmasa benliğimi yaşayamazdım ben de.
Saf ve temizsin, melek demeli sana.
Varlığımın özü, can suyum
yeryüzünde bulunduğum sürece
benimlesin artık eminim.
Her edama sinmiş kokun.
Annem ölmedi, dedim
ölmemiş miydi diye sorduğunda.
Hayalimde dedim ya bir de,
yüreğimi kaplayan dokun hayallerimle kaynaşıp
gerçekliğime yansıyor.
Her hecem senin gölgende bir sözcüğe bağlanıyor.
Ne sebeple gelmiştim buraya
kucak açmıştın sevgiyle.
Kocaman yüreğinde idim zaten ne zamandır.
Nereye vardıysam sonradan, izledin beni yılmadın.
Bir melodi idim dilinde daima işittiğim.
Kahve gözlerinde tattığım sevinci geçirdim ben de
karşımdakine.
Sorgulamadan içine katan tınılar yakaladım sesinde.
Bir gün ben de çıkacağım buradan gözleri yaşlı
Sen olacaksın kolumda
Sıkıca kavramıştın ya bir kere
Düşüyordum ben o zaman
Yanındayım, dedin düşünmeden
Saklı cennetler buldum koynunda
Bırakma ne olur tekrarlanırsa yine
alnımda bir yazı gibi “ölüm”.
Hayat devam ediyor, diyorlardı
Hayat beni zora koşuyordu
Rüzgârına kapılıp gidiyordum
Her adımda yıpranıyordum
O hâlde
ne de çok kapıda soluklandım
Susadım
ezber bozan her tavır tutumuna
Biliyorsun,
bir düş kurduk seninle: birliktelik üstüne.
Dostlarla toplanırdık, hatırladın mı
Gündeme dair söyleşirdik
renklenirdi yaşantılarımız
Meselelere olan
yapıcı yaklaşımların muazzam idi
Her hâlinle süslüyordun dünyamı.
Özel olduğunu sandığım şu an
bu kadar mı hayranlık uyandırırdı
Kaldı ki, o, sonsuz dönüşte
birçok kez ulaşılan bir an sadece
Buna, yüzyıl sürse doymazdım oysa ben.
umut türküsü oluyor sıcak sözcüklerin, telaşlıyım bu mevsimde yavrucağım, her şey iyiliğin için