Kalp Ağrısı

Günlerce yürüdüm
dalgaların sesini duya duya
Tüm hayal bulutları başımın üstünde
harelendi
Bir an kendi kendimi sorguladım
Niye yaşıyorum diye
O an büyük bir acı duydum
Öyle ya
borçlu idim
sevdiğine doyamadan
dünyaya veda edenlere.
Ölümün derinliklerinde nefesim
Anladım ki,
kader, ecel demek
hafifletmiyor üzüntüyü
Sadece bir teselli bu belki…

O Dem Tadında

Bırakmadın ellerimi hiç
ilk sözünden beri, son ana değin.
Hissettiğim gibi değil mi
Kor olup yanan kalbin
avuçlarımın içinde atıyordu.
Kahveye henüz boyanmış masada,
seninle içtiğimiz bir bardak çaya
takılı kaldı aklım.
Sonradan çok gittim ama
aynı dem tadında olmadı hiçbiri.
Sesin…
Kavrayan, kucaklayan doyamadığım
bir giz vardı ses tonunda
dilinden dökülürken adım.
Soruyordun, bugüne dek neredeydin
Seni bekliyordum, diyordum içimden.
Ne şahanesin ki,
şimdi sıcaklığın iliklerime işlediği halde
gözümün önünden gitmeyen hayalinle
hayatı yudumluyorum.
Sevdiğimiz şarkı dönüyor pikapta.
Zamanın
bilmediğim dehlizlerinde yürüyorum.
Yaşansa da her an sen varmışsın gibi,
o dem tadında değil, bil ki.

Gizem

Hep bir buğu var,
hayalinle kaplı
cam yüzeyin üzerinde.
Silindiği hissine kapılıp
kayıtsız kaldığımda bazen
beliren herhangi bir görüntü,
zamanında dokunmaya kıyamadığım
bize dair birçok kareyi
gün yüzüne çıkarıyor.
Birlikte yaşlanmaya duyduğum özlem
yüreğimi dağlıyor,
içimden ağlıyorum çığlık çığlığa.
Duyuyor musun
sessiz haykırışlarımı, bilmem.
Merak ediyorum yarınımı,
yaşamın son günü belki çözeceğim
dünyam ile ilgili gizemi…

Film Karesi

Etkileyici Yeşilçam sineması
belleğe nakşeden
birtakım kesitler filmlerden
-ki onlar hayattan izler…
Ana hıçkırığında
gençlik gözyaşında
düş kırıklıklarının gölgesinde
gülüşlerin pırıltısında
biçimlenen devinimlerden oluşan
bir çizgi yakaladım
Orada buluştuk onunla
sevdalandık birbirimize
hikâyenin ayrılık ile
neticelenmesi değildi aslolan
hep yenilenmesi idi içtenlikle
alışkanlıklara mağlup olmaksızın
tekrarlanan sahnelerde
mutluluğun gizi o tarifsiz anlarda
Nasıl sevdiğimizi göstermemeli idik
önce kimseye
aman nazar değer sonra
bu düşünüş güçlendirir mi aşkı
yoksa düşürür mü tuzağa
hayra yor aman
Ufak tefek küslükler
kocaman gülücükler
sarıldık ardından, kucaklaştık
Böyle biter masallar
çoğu ‘’mutlu son’’ ile.
Foto. Bâlâ Çiçek

Umuda Doğru

Rüyaydı…
Yürüyordum maviliğe uzanan
yüksek sarı beyaz duvarın yanı sıra
Ne güzel ıhlamur kokuyordu etraf
bayılmıştım
O şahane günlere döndüm
sarıldım hayaline
İnanması zor ama bizi var eden
sevginin sıcaklığı yayıldı her yanıma
Kavuşmanın türküsü
bütün olma umudumuz dilimde
Doruğa vardığımı sanarak ilerledim
An geldi fark ettim ki,
bir türlü ulaşamamışım
hayalinle biçimlenen
sonsuz mavi buluta
Yalnız adı üstünde umut bu
silinmez havsalamdan
ne gündüz ne gece.
Foto.Bâlâ Çiçek

Un Helvası

Annelerimizin mutfağından hoş bir tat, un helvası! Pek sıklıkla yaptığım bir tatlı olmamakla birlikte tarifi burada yer alsın, istedim. Bunun için gereken malzeme ve yapılışı şöyle:
Bir su bardağı un ve 100 gr kadar tereyağını kısık ateşte 20 dakika devamlı karıştırarak kavuruyoruz. Diğer yandan bir + 1/4 su bardağı toz şeker ile iki buçuk su bardağı su karışımını kaynatıyoruz, kaynama noktasında muhafaza ediyoruz.
Birbiri ile bütünleşip hamur haline gelen (un ve tereyağı) karışıma kaynar şerbeti döküyoruz.
Yine kısık ateşte 10 dakika karıştırarak pişiriyoruz. Bu son aşamada iki avuç kadar fındık kırığı ekliyoruz. Demlendirdikten sonra şekillendirip servis ediyoruz.
Afiyetle.
Hayırlı Ramazanlar olsun.
Foto. Bâlâ Çiçek

Edimsel Koşullanma

İlk görüşte, gönül çelen tatlılığına
gülüşlerine kandı
Zaman içinde
gri bir gölge kapladı göz hatlarını
Kıskançlık emaresi zalim bakışlarından
tanıdı bu kez karşı tarafı
İlk tanıştıklarında takındığı zarafetinin yerini
vahşi bir hâkimiyet almıştı
Bir nefeslik hevesi geçerdi bir anda belli ki
böylece sona ererdi dokunulası merhameti

Öyle yürümezdi aşk, özgürlüğü severdi
kişiye kendini muhteşem hissettirirdi
Ayrılığa sebep nice davranışı var, dedi
kendi hataları da vardı kuşkusuz
Sonrası edimsel koşullanmadan olacak
kalbini açamadı bir daha
karşı cinsten başka bir karakterin yüzüne.
Foto.Bâlâ Çiçek

Hoşgeldin 2

Çıkageldin dünyama
sormadım hiç “niye” diye
aldım içeri
Öncesinde hayallerimde idin çünkü
Nasıl muhtaçtım elini tutmaya
Öylesi bir ışık vardı ki gözünde
Ruhum yıkanıyordu içinde
İşte böyle ne olduğumu anlayamadan
Yağmur olup yağdın hayatıma
Karşı koyamadım
Elele verip bir yuva kurduk
Evet ailemsin
Geleceğe yönelik binbir gaye
yeşertiyor beynimde varlığın
Neşemin sebebisin
üzüntümde yanımdasın
Beşiktaş’ta oturduğumuz
o çay bahçesinde
söz vermiştin o gün bana
“ömrümün sonuna dek varım”
Vazgeçemediğim nefesimsin
Hatırla, “seninle bir sonsuzluk”
demiştim ben de.

Düşlerimde

Ne güzel sevdan, sıcacık içimde
Kollarında dünyaya boş vermişliğim
Avuçlarındayım,
gözlerine uyanıyorum her yeni günle

Soğuk bir iklimdeyim yokluğunda,
buz gibi
üşüyor ellerim

Gel, dolsun hayallerim,
gece gündüz gerçeğim
İçtenlikle bak bana öyle yine
ısıtsana üşüyor ellerim

Güleyim sevinçle
şiir kokulu çocuklar
yuvarlansın etrafımda
mutluluk çığlıkları atarak sevgiyle.

umut türküsü oluyor sıcak sözcüklerin, telaşlıyım bu mevsimde yavrucağım, her şey iyiliğin için