Gittin, bir yaz günüydü
Memnundun, gülümsüyordun
Sevindim mutlu oluşuna hatta
Dualarım seninle, unutma.
Olur a bir kez daha karşılaşırız belki
O parlak yıldızın altında
Senin yıldızın…
Sevgiyle bakıyorsun bana
İçim ısınıyor
Endişelisin benim için
Sağlığımı soruyorsun, duyuyorum.
Oysa bendeki merak senden ötürü
Onca can nasıl dayanıyor
Sorular yanıtları ile geliyor
Karşılıyorum gülerek sevinç haberlerini
bazen kederleniyorum, buz kesiliyorum.
Hayatın getirdikleri böyle mi bulmalı bizi
Taraflar arasında bir savaş sürüyor
arzu edilmese de
Yalnız kimin kazanacağı baştan belli
Âdil olmaması cabası.
Dünya üzerinde yaşananların
çoktan her birimizi adım adım
etkilediği gerçeğine bir bakış bu sadece.
Etiket arşivi: savaş
Kaos
Çevresindekileri kendisine uydurmak istiyordu. Yanı başındakiler, ailesi onu sorgusuz sualsiz, olduğu gibi kabul edebilirdi belki. Ya nazının geçmeyeceği kişiler?
Herkesi yoğurmak, ezmek istiyordu. İnsanlara şekil verdikçe büyüyordu kendi gözünde. Söz geçirmeyi başarıyordu da. Bir kişi, onca büyük kalabalıklara tek başına nasıl hükmedebiliyordu.
Hırsızlık ile aynı kefeye koyulabilirdi; insanın gözünden insanlığını çalıyordu.
Verdiği zarar ile yıkıp geçiyordu. Böylesi bozukluklarla savaş vermek zorunda idik.
Hastalıklı kişiliklerce yaratılan kaos, hastalıklarımızın sebeplerinden değil mi?
Zaten, “hasta” görülenin değil de, ilişki içinde bulunduklarının esas hasta olduğu üzerinde duruluyor. Antrparantez, toplum içindeki hasta sayısının salt doktora yönelenlerle sınırlı kalmadığına değiniliyor, ayrıca.(Foto. Tumblr’dan)
Mola
Gün pırıltılı. Kış soğuğu ama bahar bu,
erik çiçeklerinden.
Gizil ruhuna kapılışım.
Başkası etkilemez bu denli. İlle bahar.
Uzun yürüyüşün ardından
kitabevinin rafları başında soluklanıyoruz.
Bir iki kitap ve dergi seçip kahveye geçiş.
Bir güzellikten başka bir güzelliğe açılan
kapılar önünde hayata selam duruş…
Aykırı olgulara aldırmadan yolunda ilerleyiş
çünkü ancak öyle var olunabileceğine
inancımız kuvvetli!
Dünya üstünde bir yön çizeceksin.
Sapaklarda direnebildiğin ölçüde
başarıya ulaşabileceğinin bilinciyle
hedefinden şaşmadan gideceksin,
Tanrı’nın senin için belirlediği koşakta.
Bezgin karşılayacaksın günü belki bazen
ummadığın dertlerden,
yine de umutlara açık olacak yüreğin
bugünden yarına göz kırparken.
Söz vermelisin kendine,
savaştan bileğinin gücüyle..
alnının akıyla çıkacağına dair;
hiçbir kötülükten yılmadan,
engellerden usanmadan.
Sonra tutmalısın sözünü utanmadan
kahkahalarının bulutlara değmesinden.