Önce düşünmeli, anlamlandırmalı;
sonra yerleştirmeli idi hayatının odağına!
Ama aşk buna geçit vermiyordu,
inanamadığı bir hızda ilerliyordu;
oysa böylesi devinimlere alışık değildi.
Öyle koştu ki peşinden hayalin… Boşuna!
Sevi rüzgârının esintisi tutukladı dilinden,
bir tek cümle kalmamıştı,
yarına dair söylenecek artık.
Onun kayıtsız durağanlığı!
Bu bir kaçış dedi içinden. Korkaklık!
Ona duyduğu kızgınlık kora dönüştü birden.
Yine de öfkeli susuşları nihayetlendiğinde
kindarlığa teslim olup sevgiye arkasını dönerek
giden duruşuna binaen
haykıracağı birkaç sözcük vardı:
aşkı küstürmeğe gelmiyordu!
Aylık arşivler: Ekim 2015
Yeniden
İstanbul, 16.10.15
Günlerden Cuma… Yine günlük tutmaya karar verip defteri elime aldım. Epeydir günceme yazmıyordum.
Dün geceki yılgın, bitkin halimden eser yok bu sabah! Uyudum altı saat kadar… Uykunun ne denli önemli olduğunu bir kez daha anlıyorum. Uykusuzluğun amansız bir hastalığa davetiye çıkardığını öğrendik geçen günlerde. O hastalık yakın bir süre önce bizim evi de ziyaret etmişti. Giderken canımızı da alıp götürdü. Ölüm bu tabii, bir şey bahane olacaktı elbette. O da öyle dememiş miydi? “Bahane, hastalık bahane!”
Örgü örüyorum son günlerde; üç iş var elimde: atkı, yelek, kazak. Hepsi de ebruli yünlerden. Atkı pembe, mavi, bejli. Diğer ikisi aynı renklerde, fakat yünler farklı; biri angora, biri akrilik: yeşil, turuncu, bordo, sarı renklerin bir karışımı…
Sevgili arkadaşım da çeşitli kazaklar örüyordu; “ortaya”: kime uyarsa evde o giyer, diyordu. Kazağı bir onun sırtında, bir eşinde görüyordum.
Yıllar önce aynı yünden iki ayrı kazak örmüştüm; hem sevgilime hem kendime, rengi o seçmişti: cam göbeği mavi.
Örerken çeşitli sorunlar yaşamıyor değilim. Anneciğime sorardım hep, onun başkanlığında ördüğüm sayısız kazak, hırka olmuştu. Sonrasında tatmin edici açıklamaların yer aldığı dergilerden faydalandım. Yalnız bilgiler yetersiz kalıyor bazen. Şu anda da kazak ve yelek için aynı durumu yaşıyorum. İçinden çıkabilirsem fotoğraflarını çekip paylaşacağım. En önemlisi de giyilebilecekler o zaman!
Tanrım
“Hayat devam ediyor!”
Kimin için?
Ne için?
Diyesi geliyor insanın.
Minik bebeler alınmasın ama…
Bezgin bir tutum gibi görünüyor belki bu,
ümitsiz hattâ!
Öyle olsa da
barış karşıtı güçlerin
onurlu yurttaşları öldürmesini
doğal sayan zihniyeti kabullenmekte
zorluk çekiyorum, Allahım!
Şehadet, yeri geldiğinde ulvi bir görev
bilincindeyim.
Yalnız, herkesin hakkı, öncelikle
sıradan kalıplara sığan
olağan bir hayat mücadelesinde
başrol oynamak!
Limonlu Kek
Keki Bâlâ pişirdi… O tadını az buldu. Ben beğendim…
Malzemeler
100 gr tereyağı
125 gr toz şeker
4 yumurta
50 ml süt
Rendelenmiş 1 limon kabuğu
300 gr un
1 paket kabartma tozu
Üzerine pudra şekeri
Tereyağı ve şekeri mikserle çırpın.
Yumurtaları ve sütü ekleyip karıştırın.
Limon kabuğu rendesi, un, kabartma tozu ilave edip tahta kaşık ile karıştırın.
Hamuru kek kalıbına aktarıp 180 derecelik fırında 40 dakika pişirin.
Afiyet olsun.
Kaynak: Lezzet
Domatesli Patlıcanlı Makarna
Yine Bâlâ Çiçek’in bir tarifi!
Malzemeler (4 kişilik)
2 adet küpler halinde doğranmış patlıcan
3 yemek kaşığı zeytinyağı
300 gr burgu makarna
2/3 su bardağı beyaz peynir rendesi
Tuz, karabiber
Süslemek için taze fesleğen yaprakları
Domates sosu için: 2 yemek kaşığı zeytinyağı
1 adet ince doğranmış soğan
400 gr doğranmış konserve domates
Fırının sıcaklığını 220 dereceye getirin.
Sosu hazırlayın: Büyük bir tencerede kızgın yağda soğanı yaklaşık 3 dakika kavurun. Domatesi ekleyip tuz ve karabiber serpin. Kaynattıktan sonra ocağı kısıp kapağını kapatın ve 20 dakika ağır ateşte pişirin. Çok koyu olmasını önlemek için karıştırın ve arada bir birkaç kaşık su ekleyin. Pişince ocaktan alın.
Patlıcan parçalarını bir tepside dizip üzerine sıvı yağ sürün ve 25 dakika fırınlayın.
Makarnayı bir tencerede kaynayan tuzlu suda al dente kıvamına gelene dek haşlayın. Sosu ısıtın.
Süzdüğünüz makarnayı patlıcan ve peynirin yarısıyla beraber sosla karıştırın. Tuz ve karabiberini kontrol edin.
Karışımı sıcak, büyük bir servis tabağına alıp üzerine patlıcan ve peynirin kalan kısmı ve de fesleğen yapraklarını serpiştirin.
Afiyetle.
(Kaynak: İtalyan Mutfağı)
Kakaolu Çörek
Bâlâ Çiçek’in mutfağından… Bir İtalyan çöreği!
Malzemeler (2 somun için)
4 su bardağı un
Yarım çay kaşığı tuz
2 yemek kaşığı tereyağı
2 yemek kaşığı pudra şekeri
2 çay kaşığı kuru maya
2 yemek kaşığı kakao
Yarım su bardağı rendelenmiş bitter çikolata
Üzerine sürmek için tereyağı
Unu ve tuzu bir kâseye alıp tereyağını doğrayarak şeker, maya, kakaoyu ekleyin.
2. aşamada karışıma 300 ml ılık suyu azar azar ekleyip önce kaşıkla karıştırın; ardından hamuru elinizle topak yapın.
3. Hamuru unlanmış bir zeminde yumuşayıp esnekleşene dek 10 dakika kadar yoğurun.
4. Hamuru ve çikolata rendesini ikiye bölüp çikolata, hamurun her yanına iyice dağılana dek yoğurun.
Yuvarlak olarak şekillendirdiğiniz somunları hafif yağlanmış fırın tepsisine alın, üzerine yağlı kâğıt kapayın. Hacmi iki misli artana dek 1-2 saat kadar oda sıcaklığında kabarmaya bırakın.
5. Fırının sıcaklığını 220 dereceye getirin. Somunların üzerindeki kâğıdı çıkarıp 10 dakika fırınlayın. Sıcaklığını 190 dereceye düşürdüğünüz fırında 15-20 dakika daha pişirin.
6. Tel ızgaraya aldığınız somunları üzerine dilediğiniz kadar tereyağı sürüp havluyla örterek soğumaya bırakın. Afiyetle…
(Kaynak: İtalyan Mutfağı)
Peynirli Ispanaklı Yumurta
Kartalaş
Bu, kızım çocukken çok pişirdiğim bir tarif… Annemin mutfağından. Lezzetli ve pratik!
Üç su bardağı una dört yemek kaşığı yoğurt, zeytinyağı, bir yumurta, 100 gr peynir kırığı, tuz ve karbonat ilave edip karıştırarak elde ettiğimiz hamurdan parçalar koparıp yuvarlak olarak avuç içinde yaydıktan sonra bıçakla dört beş paralel kesik atıp her birini kızgın yağda kızartıyoruz.
Afiyetle…
Mücver
Tatlı versiyonundan sonra bir de çoğu kişinin bildiği mücver tarifine yer vermek iyi olur, dedim.
Dört iri sakız kabağı rendelenir. Dereotu, maydanoz, taze soğan doğranır. İlaveten nane, tuz, karabiber, kırmızı pul biber katılır. Dört yumurta, beş-altı yemek kaşığı un, 100 gr doğranmış beyaz peynir ve zeytinyağı eklenerek karıştırılır.
Yağlanan cam kalıba dökülüp 180 derecelik fırında 60 dakika pişirilir.
Ilık veya soğuk olarak servise sunulur.
Mantarlı Köfte
400 gr kıyma, rendelenmiş bir soğan, dört dilim ıslatılmış ekmek, bir yumurta, iki yemek kaşığı zeytinyağı, tuz ve baharatlar karıştırılıp yoğrulur.
Ceviz büyüklüğünde parçalar koparılarak konserve edilmiş mantarlardan yerleştirilip top şekli verilerek yağlı kâğıt serili fırın tepsisinde 200 derecede 15 dakika pişirilir.
Sıcak olarak servise sunulur.
Afiyetle.