Bademli Bisküviler

Tarif, Bâlâ Çiçek’den…

Malzemeler (20 bisküvi için)
150 gr tereyağı, yumuşatılmış
75 gr elenmiş toz şeker
1 adet çırpılmış yumurta
125 gr un
100 gr toz badem
Meyve şekerlemesi ve badem
Hazırlanması
Tereyağı ve şekeri mikser ile yumuşacık olana dek çırpın.
Yumurta, un ve toz bademi ekleyip iyice karışıncaya kadar çırpmayı sürdürün.
Hamurdan kaşık ile parçalar alarak yağlı kağıt serili tepsiye dizin ve üzerine şekerleme parçaları ya da badem taneleri bastırarak sararana dek 230 derecede ısıtılmış fırında 10 dakika kadar pişirin.
Bisküvileri tepsiden alıp soğutun.
Afiyetle.
image

Serbest Kürsü

“Serbest Kürsü” olmalı, diyordu, yıllar önce babası.

Herkes fikrini dile getirebilmeli. Saygı, sevgiyle, dostlukla…
Aykırılıklar ise bizi birbirimize düşürmemeli. Kaldı ki, ufak bir sürtüşmede; mesela bir alışverişte sıraya girmemiz gerektiğinde anında ortalık karışıyor ve yumruklar konuşabiliyor. Yazık! İşimizi halletmek için özveride bulunmaya erinen, hatta bunu kendine yediremeyen kişilikleriz maalesef…
Toplu halde yaşam hayatımızı zorlaştırıyor; birbirimize tahammülümüz yok! Markette, caddede, sokakta hep bir memnuniyetsizlik; karşıdan geleni görmezden gelme, sanki dünyada tek başına! Yaşamaktan mı bıktık?
Bezginliklerimizi, umursamazlıklarımızı iklim değişikliklerine mi bağlayacağız? Ondandır ya yoksa dünyayı burnunun ucunu göremeyecek kadar gururlu adımlarla arşınlamak hangi akla hizmet?
Düşüncelerimizi karşımızdakine aktarırken de sağduyulu davranıp çatışmaya, çekişmeye mahal vermeden demokratik bir devinim içinde dalgalanmalı konuşmalarımız…
Şimdi iletişim araçları yoluyla sosyal ilişkiler kurabilmek eski günlere göre daha kolay gibi görünse de; sıcaklık eksik sanki. Oysa samimi, ılımlı bir bakış açısına sahip olabilmek, artı değer…
Sözcüklerimizi seçerken karşıt görüştekini kırmamaya özellikle önem vermeli. Acımasızlık bu çağın sembolü mü ne? Bilgisayar oyunlarından mı öğrendik bu denli şeytani planlar yapmayı? Kendi dışımızdakilerin yaşama hakkı olmadığına meyletmek de nereden çıktı? Hâlbuki “birlikte yaşamak” ne asil duygular barındırır içinde.
Kızgın gözlerle bakmak yerine karşındakinin yüzüne tebessüm edebilmek… Yenilikleri savunan birine olumsuz manalar içeren sözlerle yaklaşmak yerine hoşgörü ile kucak açmak… Yalnız kendisinin doğru olduğuna inanarak çevresine de bunu empoze etmek için didinmektense, özgürce fikirlerin zarif dansını izlemekten mutluluk duymak ne medeni bir haz!
1653739_625341174198846_1159896447_n

Aşkın Metafiziği

Kızma diyor, hayat böyle
Bir gün sana değer, bir gün bana.
Susturamadığın yüreğin ağlıyor türkülerle
sonra fışkırıyor allı morlu çiçekler
bir türkünün ortasından.
İçim içime sığmıyor,
yanıyordu ya kâinat
tutuşturuyor beni de, o an, kıvılcımı.
Aynada duruşu kalmış onun;
beyaz yüzü, tütün sardığı kınalı parmakları
vurmuş aşkın ışığı
güneşten aydınlanan şakaklarına.
Tutulunca unutulmaz ama…
Tutunması ne zor idi aşka,
dengesizliklerden yakınılan
bir kubbe altında.
Aşkın metafiziğine dokunuyordu,
yaşayacağına dair geliştirilen varsayımlar…
İşte bu yüzden uzun değil ömrü
yana yakıla arzulansa da bir ömür…

Kabaklı Börek

Rendelediğimiz bir kg sakız kabağının suyunu alıp iki dilim ekmeği ıslatarak sıkıyoruz.
Bir yumurta kırıp yüz gr peynir, dereotu, karabiber, bir fiske tuz ilave ederek karıştırdıktan sonra yağladığımız kalıba döküyoruz.
Üzerine dil peyniri rendesi serpiyoruz.
180 derecelik fırında 35 dk pişiriyoruz.
Afiyetle…
image

Dünyam

Tek başımayım, sanırdım
Değilim, anladım
Sanırım, benimlesin
Sessiz bir çığlıkla şekillenen
yalnızlığımdasın
Dünyamdasın ya;
bezedim durdum
ancak seninle
soluk alabildiğim bi yaşamı
Bir an baktım;
darmadağın, perişan
Hemen içinden geçtim
sayrılıklardan sıyrılıp
Sorumlulukların bilinciyle
ilerlediğimden olacak
ağır bi yük gibi gelmedi
sınanmak iki çember arasında
Kavradığım,
dünyadan ahirete göçüş
bi denge içinde oluyordu aslında
Uyunca Tanrı katında
muteber bi rotaya
düzenli devinim sürüp gidiyordu
Sana gelmek,
dünyaya açılmaktı ya neticede
Yalnız benimsemeye
değer bulduğum âlem
kalabalık idi her demde yine de.
sevimli

Reyhanlı Soğuk Pirinç Çorbası

İki çay bardağı pirinci pilav şeklinde pişirelim.
500 gr süzme yoğurttan koyu kıvamlı ayran elde edelim. Bir diş rendelenmiş sarımsak ilavesi ile karıştıralım.
Ardından pişirdiğimiz pirinci ve yarım demet kıyılmış reyhanı da katıp soğuk olarak servise sunalım.
Afiyetle…

Çehre

Sabaha tez ulaşsın gece
Gül yüzüne tutulmuştum ya
bi tan kımıltısında
Yine o anki gibi gülerek
başlayayım yeni güne
Sarılayım işe güce cesaretle
Sorguladım ya bugüne dek
gözümden akan yaşın bi zerresini bile
Artık sormayacağım, nasıl niye diye
“Yanılgı” demeden edemiyor bi ses
kulağıma ya neyse. Duymuyorum
Çünkü gereksinim duyuyorum,
aşktan yanan yanağımı
dayamaya güvendiğim suretine
Çok geçmeden
uğrayacağım hayal kırıklığına
Beklemediğimden ilk kez
sendeleyeceğim fena halde
Varış: umursamazlık alabildiğine
Peşi sıra kabul ediyorum
kurallarla yaşamayı
ters düşse de konuma
İşte tam bu noktada
hâkimim his dünyama.

Pamuk İpliği

Kabataş’tan Belediye’ye bindim; Şişli
Yürüyorum
Osmanbey’deyim, Harbiye…
Günlerden çarşamba
Taksim’e doğru ilerliyorum
“Maksat spor olsun!”
Elmadağ’da rastlıyorum
sıra arkadaşıma
Güleçliğini takınmış yine,
çocukluğuna dönüşüyor insan
onunla konuşurken
Oralarda çalıştığından bahsediyor
Öğle molasında o an
“Bebeğim geliyor, yolda” diyor neşeyle
Kısa bir süre sonra
gazeteden öğreniyorum
doğum esnasında öldüğünü…
Kıvılcımlar uçuşuyor, dönüyor dünya
Allah’a yalvarıyorum
nur içinde uyusun diye.

umut türküsü oluyor sıcak sözcüklerin, telaşlıyım bu mevsimde yavrucağım, her şey iyiliğin için