yağan sağanak altında idim ama anlayamadım önce
ardından fırtınaya denk geldik
gözlerimin önünden yitmedi, o iki kişilik hayal
uzun süreli bir yolculuğa çıktın sen
hani başını dayayacaktın dizlerime o günlerdeki gibi
olmadı
ide seline kaptırdım kendimi
iyi gelmiş demek fırtına
yalnız bir yenisine dayanamaz yüreğim
düşünce evine çekilmeli
her zamanki gibi en güveniliri, o, yine.
Önyargı
Bir olay gerçekleşmeden, ileriki yaşantılarda üzerimde olumsuz etki bırakacağını düşünerek, önceden yeise düşmem, kendime acı çektirmekten başka bir şey değil.
Bugün, havaya girip kaptırarak bilincimi, yarınki dertlere önlem alır gibiyim; yaşadığımda daha az üzüleceğimi sanıyorum böylelikle, ama bu kendimi kandırmaktan başka bir şey değil.
Gelecekte olacaklardan menfi neticeler çıkıp çıkmayacağı da belirsiz tabii. Bu açıdan bakıldığında, olgu, usa iyi fikirler de getirebilir kuşkusuz.
Kaldı ki, her şeyi anında yaşamanın keyfi, güzelliği tartışılmaz. “An’ı yaşa” denilmiyor boşuna.
Bedbaht olacağını sandığın şey değişik boyutlarda yaşanıp öyle tatlı bir farklılık hissettirir ki, şaşırırsın. “Bugün doğdum ben” demenin farkındalığını yaşarsın. Önünde yeni sayfaların açıldığı ihtişamlı bir dünyaya kucak açarsın.
Her türlü koşulda, zaten sabır, sağduyu, azimle güçlüklere göğüs gerecek bir yol bulabilir insanoğlu, Allah’ın yardımıyla.
Foto. Bala Çiçek
Hüzün Denince
Baharla Gelen
Güzel Bir Hafta Olsun
Nisan Ayları
Ortaköy’deyim bir an, kahvede…
Sonrası hatıralar
Cam kenarı
çiçeklere ilişti gözüm öylesine…
Başımı kaldırdım, minare,
kırk beş derecelik açıda: İmam-ı Azam Camii.
Deniz kıyısında
Ortaköy’deki Büyük Mecidiye;
Dolmabahçe’deki de,
İrşad denize bakıyor.
Yaşadığım hanelerin etrafındaki camiler
hep aynı konumda
Yalnız buradakinin tarlalara doğru yönü
Yağmurlar yağdı yağalı
su birikintisinden gölet halini almış
o tarlalar
Köylüm neyler, bu vakitler?
Koridor
Beni avutan kısa süreli kavuşmalar idi…
Yalnız bize ait
bir vatanda idim kollarında.
Bir buutta kokunun kaplayışı her yanımı,
öpen bir surat beliriyor gözümün önünde.
Sonra dağılmış halin korkutuyor yüreğimi:
üzerime yürüyüşün bir gece,
ürpertti canımı, hatırlıyorum.
Günümü yarına bağlayan
içten dokunuşlar idi.
Elde kalan ne şimdi?
Uzun bir koridor aramızda,
kilometrelerce gittiğim
ama duyamadığım nefesini,
duyuramadığım sesimi…
Yalvarışlarım Tanrı’ya bir yandan;
bana dönüşün için,
sayrılığın bitmesi neticesi
tutkulu sarışların için.
Foto.Cüneyt Esensoy’un bir paylaşımı.
Usuma Takılan
Düşsel yolculuk,
iç aleme varış!
Yüreğimde sakladıklarımın
ilk kez ayırdında olma bu;
yurdu gezip
tanıdıkça etrafı
düşündüğüm, yüksündüğüm, dertlendiğim ne varsa
şimdi su yüzüne çıkmakta dünyamda.
Eskisi gibi öğrenmeye gereksinim duymaktayım
unutulmuşluğun sebeplerini.
Oysa,
görünüşlerin saran dokusu
hatırlatmakta dün olanları inançla:
hep hayranlık duyduğum saygılı hallerini,
çay sunuşlarını sevgiyle
o mevsim,
ıhlamur kokulu sokaklarda.
Foto.Bir yoursummerdreamz paylaşımı.
Sorumluluk
Halklar, kendilerine zarar verecek politikalar için önlem alabilmeliler.