Etiket arşivi: ömür

İz

Tokalaşıp ayrıldık diyerek
Girdi içeri, gözleri nemli

Unutulur, demiş bir solukta
O denli gamsız biri

Onun için değmez dedimse de!
Yürek çarpıntılarına çare olur mu bu?

Ömrünce saklayacağın
hatıralar biriktirmeye o vakit!

Onu değil artık,
ama doğacak gün ile gelecek
güzellikleri bekleyiş,
Yeniliklere umutla yöneliş,
Aşkın kaçınılmazlığı ile sürükleniş.

Yalnız yalan söylemiş unutulur derken…
Sorgulamaya cesaret etsen bile incelikle
yıprak izleri silemezsin hayatından kaygısızca.
2015-09-30 18.55.48-1

Özveri

Olmadık bir sözcük ya da cümle dökülür dilinden bazen. Çok sevdiğin, sevildiğin halde bağlar kopar arada birden.
Senin de başına gelebilir, alınabilirsin tabii, candan sevdiğine: “ciddiye alma” der bir ses derinden… Ne güzel beni düşünüp öneride bulunan bir dostum var deyip sevinçle dolarsın o an. İçindeki o ses, duygularının peşi sıra gitmekten alıkoyar seni.
Alındığında darılır, küser, kırılırsın; olaya gerçekçi bir üslupla yaklaşıp değerlendirdiğinde -gemileri yakacağın bir durumla karşı karşıya olmadığının bilincine varırsın. Aslında gücendiğin husus bunu yaşatandan ötürü değildir. O değişik bir şekilde etkilenmiştir gidişattan. Gerektiği gibi aksetmemiştir tavrı o yüzden. Sana göre sakıncalı kısacası!
İçindeki sesi dinlemek, sakin düşünmek demek esasen; öfkene yenik düşüp geri dönüşü olmayan bir yola girmeden soluk almak! Hayat, pişmanlık duymadığın ölçüde mutlu olabileceğin bir yolculuk!
Mutluluk öyle narin ki, yüreğine sığdıramazsan yiter gider. Sevdiklerinle yaşadığın mutlu anların hep yinelenmesini dilersin. Sevgi fedakârlık ister. Kırıldığında yeniden şans vermeyi denemelisin. Ulaşılması zor ya, mutluluğunu yaratmalısın; emek vermeli, çalışmalı, sevmeli, sabretmeli, katlanmalı, affetmelisin.
Özveri ile donatacağın düzeni korumak için dünya üzerinde bir ömür geçirmeye hazır olmalısın.

Aşkın Metafiziği

Kızma diyor, hayat böyle
Bir gün sana değer, bir gün bana.
Susturamadığın yüreğin ağlıyor türkülerle
sonra fışkırıyor allı morlu çiçekler
bir türkünün ortasından.
İçim içime sığmıyor,
yanıyordu ya kâinat
tutuşturuyor beni de, o an, kıvılcımı.
Aynada duruşu kalmış onun;
beyaz yüzü, tütün sardığı kınalı parmakları
vurmuş aşkın ışığı
güneşten aydınlanan şakaklarına.
Tutulunca unutulmaz ama…
Tutunması ne zor idi aşka,
dengesizliklerden yakınılan
bir kubbe altında.
Aşkın metafiziğine dokunuyordu,
yaşayacağına dair geliştirilen varsayımlar…
İşte bu yüzden uzun değil ömrü
yana yakıla arzulansa da bir ömür…

Ömür Geçerken

Mutlu olabilmek için zihnimde canlanan, hayatı kucaklayan hayal: sen ve ben.
İlgi alanlarıma dağılsa bile düşüncelerim, bir yerde muhakkak su yüzüne çıkan..söyleşi, yemek, çay saatleri, kariyer araştırmaları, birlikte denize taş atma, araba kullanma, yüzme, durakta otobüs bekleme gibi anlar… Ne denli sensiz olsam da bugün, imgelem: yanımda belirmen. Hayallere sığdıramamıştık ya, şimdi tamamen düşten ibaret paylaşımlar.
Gerçeklere adım atmayı deniyorum, dediğin gibi; önümdeki her yenilik için bir adım. Seviniyorum.
Gerçek, bir yalan da olabilirdi değil mi? Aldatan, kıymet bilmeyen bir arkadaşla ömür geçirmek (acı) gerçek olarak adlandırılır ve yanlış adımdır neticede. Doğru yollarda kanat çırpan biri için, istikrarsız olurdu, bu durum. Memnunum şimdi. Hayaller; iyilikler ile gideni unutturmuyor.
Daima güzelliklere yönelerek yücelttiğimiz bir biçem oluşturmalıyız. Çocuklarımızı kendimize hayran bırakmalıyız, doğallığımızla. Yanlışlarımızı fark ettikçe, kendimizi düzeltme gayreti içine girmeliyiz. Umutla baktığımız yarınlarda, kimseyi incitmeden ilerlemekten yana çaba sarf etmeliyiz. “Kırmak kolay” deniyor ya; iyi huylu, adil, dürüst olduktan sonra yapıcılık ne ki…IMG_9068-2Foto. Bala Çiçek