Etiket arşivi: yazar

ŞİİR KONULU

oradan buradan şuradan…
“ne konulu yazayım” der kişi,
ilham gelmemiştir o an.
kendi gündemini belirlemek iyidir
şiir
nasıl pırıltılı bir dünya;
yazış ve bitiş ânı.
kâğıda dökmeliyim doğallığı
dolamalıyım dilime.
şiir, ilk okunuşunda ne sade…
poetika yazıları kaleme almış birçok yazar
Mungan’ın “Küre”sini sevdim
Eagleton’dan “Şiir Nasıl Okunur”
ve ilk anda usuma gelmeyenler…
henüz almadıklarım var tabii;
en kısa zamanda edinip
okuyarak bilgilenmek için
sabırsızlanan bir Sezer…

se

22/07/2019

Selim İleri’ye Dair

#EdebiyattaEllinciYıl #Selimİleri

1976’da yayınladığı romanı Her Gece Bodrum ile “Her Gece Bodrum Romancısı” adıyla ünlenmişti, Selim İleri. O günleri anımsıyorum.  O yıllardan günümüze edebiyat dünyasına katkıları ile kendisinden çok söz ettirdi.

Üslubunu gayet seviyeli bir anlatım tarzından yana geliştirip koruyan İleri, edebiyat sayfalarında kalıcı bir iz bırakacağını her eseri ile kanıtlamış bir değerdir… Okuyucu ile adeta konuşurcasına dillendirilmiş olduğu gözden kaçmayan deneme kitapları, köşe yazıları ne denli samimidir. Romanlarında, içimizde yaşayan kişiliklerin yaşantılarından kesitler sunmayı amaçlarken kullandığı ifade ile bizleri konunun içine çeker.

2013’te yayınlanan Mel’un adlı romanında özgül olarak bir yazarın hayatını anlatıyordu (Şu sıralar ikinci kez okuyorum.). Bu eserin ardından okuduğum kitaplarından biri, ilk romanı idi; Her Gece Bodrum! Birçok duygu, düşünce; birkaç karakterde aynı anda tanımlanamaz dediğiniz tatta renk buluyor, ses veriyordu.

Denemelerini okumak ayrı zevk… Hayatla örtüşen, sanatçılarla zenginleşen vazgeçilmez kaynak onlar!

Kitaplığımda Selim İleri’ye ait bir bölüm var, diyebilirim. O, güncel olmaktan öte günümüz yazarı olma safında yer eden gerçekten okunulası düşün adamlarından.

Sevgi, saygıyla.

Dağınıklık

Selim İleri bir yazısında evinin dağınıklığından dem vurmuş…
Satırlar arasında gezinirken kendi dağınıklığım su yüzüne çıkıyor: evin her alanında kitap, gazete, dergi…
Hiç düzenli biri olma gereği duymamış yazar! Ben de hoşlanıyorum bu halimden, neticede aradığımı buluyorum ve önemli olan usun işleyişinde düzenlilik! Ama hafızayı bu çerçevede zorlamak ne denli doğru? Gün gelip aradığımı bulamazsam diye düşüncelere kapılıyorum.
Düzenli olma çabaları ise ayrı bir meşguliyet zihinde. Düzensizlikle kıyaslandığında artı bir puan alabilir. Bir ferahlama, rahatlama hissediliyor etraf toplandığında. Hatta evraklar ilgili dosyalarına yerleştirildiğinde…
En iyisi ilerisi için yeise kaptırmadan kendini, yaşamayı sürdürmek. Her şey olacağına varmıyor mu netice olarak? Yarın öbür gün çaresiz hissedersem kendimi, yardım alma fikri yaşantının odağına oturacak ister istemez…
simplelindo2
Foto. Simplelindo’dan

“Yazmak Üzerine”

“Düzyazının kuralları uçuş, matematik veya fizik kanunları kadar değişmezdir” diyen Ernest Hemingway’in Deniz Kurt çevirisi olan Yazmak Üzerine adlı eserini okumayı bitirdim.
Ekim ayı sonlarına doğru İnkılâp’tan edindiğim değerli kitaplar arasında yer alan bu yapıt, yazanlar için önemli bir adım olabilecek nitelikte!
Yazar, yazı için önemsediği bazı noktalara kısa notlar halinde değinerek yazarlara tavsiyelerde bulunmuş…
Kitabı hazırlayan Deniz Cansever.
Hemingway oldukça samimi bir üslûp kullanmış, zaten kitabın hemen hemen hepsi ünlü yazar arkadaşlarına hitap ettiği satırların da bulunduğu Selected Letters’den alıntılardan oluşmuş; bir de o eseri bulup okumalı.
image

Değerler

Geçen bahar, otuz yaşlarında genç bir yazar ile tanıştım, Kocaeli Fuar Merkezi’nde. Artık okumadığını sadece yazdığını belirtti. “O kadar çok kitap okudum ki…” dedi.
Söyleyecek sözü olanın bir noktadan sonra sözcüklerini yazıya döktüğü bir ortam bugün yaşanan. Herkes kitap yazıyor deyip çıkarmayı düşünmedim önce ben de. Göz kontrolüne gittiğimde doktor ile konuşurken bunun bir sorumluluk olduğu kanaatine varıp yazdığım şiirleri yayınlamaya karar verdim. İleri yaşımda bir an evvel kucaklamak için olacak, birçok kişinin yaptığı gibi kitabımı ücret karşılığı bastırdım.
Bana kalırsa, her yazarın bir okuyucu kitlesi vardır. Bu, tartışılabilir kuşkusuz! İşinin ehli bazı kişilerin, genç yazarın fikirlerini dinlediklerinde yetenekli olduğunu düşündüğü göz önünde bulundurulduğunda geniş kurgu muhayyilesinin, onu, kuşattığı fark edilebilir. Düşünce iklimine daldığında buluruz bazen ya da duygularını şiirlerle ifade ettiğinde…
Yeteneklerin daima iyi bir biçem ile sahneye çıkması kayda değer! Daha da önemlisi onca kitap içinden “okunur” olmanın gündeme gelmesi yolunda, her birimizin “okumayı sevmemiz” bir gereklilik gibi görünüyor. Eserin mesajı olmalı bir de… Yazı yazmanın önemsendiği bir toplum içinde yaşamak artı puan ayrıca!
Yazma ile okuma iç içe son tahlilde! Okumanın bizi gönendirdiği, bilgilendirdiği ise tartışılmaz gerçeklerden.
CIMG2959
Foto. Bâlâ Çiçek

Okuma

Okurken kendi hayatımdan izler buluyorum, satır aralarında; yakınlaşıyorum konuya o zaman.
Yazar aileden biri olup çıkıyor adeta. Dostlarım, arkadaşlarımdan sayıyorum kitap yazarlarını yıllardır. Kimse ile olmadığım kadar birlikteyim ne de olsa kitaplar vasıtasıyla.
Olumsuzluklar yaşadığımda fazlaca kitap okuma isteği halindeyim. Sanki yaşanan arzu edilmeyen şeyler silinip gidiyor; böyle karanlık, karamsar, kötü anlarda iyi geliyor kitap okuma. Söyleşme gereksinimi duyduğunda her zaman biri olmayabilir yanında. Birlikte yaşadığın sevdiklerine dahi açamayacağın konular olabilir. Okuma esnasında bildik ya da ilgi uyandıran bilinmedik cümlelerin vurgusu hoş oluyor; hayata bağlıyor.
Ruhun yıkanması bu, gecenin aydınlanması, dimağın berraklaşması! Başladığım her bir sayfayla dostların buluşması gerçekleşir. Okumayı önemsemeyenler için abartılı gelebilir sözlerim… Önerim okumayı hayatın merkezine almaları! Yalnızlık neticesi kitaplara sarılma bu diyebilir kimi; değil tabii, gönül zenginliği diyorum ben.
Eğitim hayatında ders kitapları ile öğretmenlerin tavsiye ettiklerini okumak tüm zamanımızı alıyor. Sonrası serbest bir yaşam başlıyor. En içten duyumsadığını edinip satırlar arasında gezinmek dünyaya bedel! Branş ile ilgili okunulanlara değinmiyorum hiç, onlar iyi birer yardımcı tüm akademisyenler için. Yazarlığı meslek edinenlerin ise okuduklarından beslendiğini düşünürsek, yine okumanın en büyük destek olduğunu belirtmeden geçmeyeyim.

Gündem

İlk yazdıklarımda girift olmayı esas almış olmalıyım ki, yeniden okurken onları zorlandığımı söyleyebilirim. Karışık duygular içinde yaşanan bir açılım böyle vücut buluyordu demek!
Bugüne baktığımda, yazarken sözcükleri süslemek isteyen biri var; sıfatlar, tamlamalar yerini alıyor cümlede… Açıklamalarda mümkün mertebe ağdalı bir dil kullanmamak hedefim!
Geçtiğimiz hafta kaybettiğimiz usta gazeteci, yazar Çetin Altan’ın köşe yazılarını hiç kaçırmaz, hatta bulunduğu sayfayı kesip dosyalardım, gençlik yıllarımda. Antrparantez, elektrik faturalarına aynı özeni göstermiyorum şimdilerde. Zaten maddi değerlere yaklaşmak yıpratıcı geliyor ama her hanenin iktisadi bir bütçesi olmalı! Bunu takip etmekten de zevk alabilmeli, kişi. Ne kotardım, sonucunda ne kazandım; ne kadarını harcadım, masraflarımı karşılayabilecek miyim?
Dünyadan ya da ülkeden bir haberin merkeze oturduğu bir yazı, sabahı neşelendirebildiği gibi 1980’deki darbe misali üzüntüye sebep olabilir. Terör ise kanayan yara: bedbahtlığımız artıyor her geçen gün. İşimizdeki çabalarımızın, özel hayatımızdaki bir gelişmenin, tartışmanın, sevincin günümüzü etkilediğini fark ederiz birden. Bunlar da felaket haberlerinin ortasından bizi çekip çıkaran bir umudun yeşermesini sağlayan nice unsurlardan. Gelecekten ümitlenmek için bugüne sarılmalıyız. Ne var elimizde? Gündemimiz ve huzur için daima olumlu adımlar atan kişiliğimize sığınmaktan başka. Önce kendimiz ile barışık olalım ki, “yurtta sulh cihanda sulh” parolasını hayata geçirebilecek güç ile yeniden doğalım!
Fert olarak her birimiz toplumun yapılanmasında önemli etkenleriz. Gelişmekte olan bir ülke olarak üzerimize düşen görevler önemi dairesinde ağır… Öncelikle kendimize olan vazifelerimizi yerine getirirsek genel manada kalkınmaya faydamız dokunur.
Bir Kasım Pazar günü, yer aldığımız seçim sandığı mahalline gidip yeni hükümet için oy vermeyi ihmal etmemeli… O çerçevede planlanan projelerin gündeme getirilmesinde payımız olduğunu kanıtladığımız çalışmalarımız ile yarınlara başımız dik yürürüz! Tacımız ay yıldızlı bayrağımız!

Aynı Keyif

“Yazmak” üzerine kaleme alınmış birkaç kitap geçti elime dün kitapçıda. Pek sormaz ama neler aldığımı öğrenmek istedi bu kez. Edebiyat konusunda eğitim almış birinin bunları okuması gerekli miydi? Merakı hoşuma gitti aslında. Her bireyden öğreneceğimiz çok şey olduğunu, yazarların hikâyeleri ve önerilerinin beni daima ilgilendirdiğini söyledim. Sözkonusu eserlerin bundan sonraki çalışmalarımda faydalı olacağını düşünüyordum.
Gülümsedi, hak verdi. Keyifle okumamı diledi…
Değindiğim, bildik satırlardan değil mi?
Akıcı bir anlatım mı benimki onu da bilemiyorum ama yazmak istiyorum. Yazmaktan zevk duyduğum için…
Ayrıca, eğitimde tercihim bu yönde idi diyeceğim; hani bazısı okuduğu branş üzerinde çalışmaktan gurur duyar ya -bunu geç yaşta gerçekleştirmiş biri olsam da vurgulayasım var hep!
Korkmadığım için yazmak!
Bir de her birimiz mütemadiyen aynı durumlarla karşı karşıya değil miyiz? Mühendis, doktor, öğretmen, yazar vs. olabiliriz; neticede düzenli çalışmamızı gerektirecek bir tempo içinde yaşamalıyız! Kuşaktan kuşağa değişik biçemlerde baksak da dünyaya, doğumdan ölüme belli süreçlerden geçiyoruz. Farklı yaşantılarımız güzelliklerimiz sadece. O halde, her zaman birbirimizden öğreneceğimiz kavramlardan, göreneklerden oluşan bir bulut yaşam dediğin. Tendeki her çizgi soluklandığımız derinliklerin izleri değil mi? Okudukça, belki de kendi kendimize hiçbir zaman ulaşamayacağımız doruklarda eğleneceğiz. Yeryüzünde bir oyalanış içinde değil miyiz? Fikirlere önem vermeliyiz…

Hobi Mi, Ek İş Mi, Esas İş Mi

Yazarlardan, yazmaya bir süre ara vererek başka konularla ilgilenip sonra yeniden yazıya devam ettiklerini anlatan tümceler okuyorum birçok yerde. Diğer pek çok meslekte de bunu görmek mümkün; kişinin işinin yanısıra hobisi olmalı. Eğitmenler buna önem vererek çalışmalarında değiniyorlar. Öğretmenler öğrencilerini bu yönde teşvik ediyorlar.
Hobi, işten yorgun düşen bedenimizi ve dimağımızı dinlendirmekle kalmayıp önümüzde yeni ufuklar açacak kadar etkili olabilir. Öyle ki mesleğimizden maddi ya da manevi olarak yeterli verimi alamıyorsak, benimsediğimiz hobimizi esas işimiz katına oturtabiliriz. Kapasitemiz ölçüsünde her ikisini birlikte yürütmeğe çalışabiliriz.
Mesleğimize verdiğimiz emek nispetinde onu da kıymetlendirdiğimizde faydalı bir unsura dönüşecektir hayatımızda.
Günümüzde, edindiğimiz hobimiz mesleğimiz gibi değerli; ek iş olma yolunda ve esas işimizi elimizden alacak denli sevgili konumunda.

folt boltFoto.Folt Bolt’un paylaşımı.