Etiket arşivi: bulut

Kalp Ağrısı

Günlerce yürüdüm
dalgaların sesini duya duya
Tüm hayal bulutları başımın üstünde
harelendi
Bir an kendi kendimi sorguladım
Niye yaşıyorum diye
O an büyük bir acı duydum
Öyle ya
borçlu idim
sevdiğine doyamadan
dünyaya veda edenlere.
Ölümün derinliklerinde nefesim
Anladım ki,
kader, ecel demek
hafifletmiyor üzüntüyü
Sadece bir teselli bu belki…

Umuda Doğru

Rüyaydı…
Yürüyordum maviliğe uzanan
yüksek sarı beyaz duvarın yanı sıra
Ne güzel ıhlamur kokuyordu etraf
bayılmıştım
O şahane günlere döndüm
sarıldım hayaline
İnanması zor ama bizi var eden
sevginin sıcaklığı yayıldı her yanıma
Kavuşmanın türküsü
bütün olma umudumuz dilimde
Doruğa vardığımı sanarak ilerledim
An geldi fark ettim ki,
bir türlü ulaşamamışım
hayalinle biçimlenen
sonsuz mavi buluta
Yalnız adı üstünde umut bu
silinmez havsalamdan
ne gündüz ne gece.
Foto.Bâlâ Çiçek

Hayalimde

Oradan, o yıllardan…
Çocukluk, gençlik işte.
Renkli bir kare çıktı gün yüzüne
neşeyle dolduğum.
Sıcacık ısınırdı içim –bulutlarda.
Seninle beraber çizdiğimiz yolda
geziniyoruz
hayalimde canlanan resimlerde
Bir adım ötesinde idik hayatın
Kuruttuğum çiçekler o günlerden kalma
Şimdi ise konamıyorum yüreğine artık
Bulamadığımdan
buğulu gözlerinde harelendiğini bildiğim
aşkın güzelliğini.

Aktarım

Ne denli derinden geliyor sesin
Unutmuş muyum
Hayır
Varamadığım için yanına hayranlığım duruşuna
Çocukluğumda anlattığın masalların içinden
gülerdin bana
İşte öyle hatırlıyorum seni
Değiştiremediğin ne idi
ya da değiştirmemi önerdiğin
Eninde sonunda bir nüve aktarıma dair
tutunarak köklerine
doludizgin şekillenen dönemeçlerde
Senden bana bir devir
gelecek düşlerimin gerçekleştiği günlerde
Bir göz açıp kapama süreci-sürdürdüğün
bu kısa seyirlikte
Sonra ereklerine ulaşma sevinci-kaplayan dünyanı
Tüm kara bulutlardan arınmış
bir sayfaya yazılmalıydı, ışıklarla
yeni, sıradan bir hayatın güzelliği.

Pus

Buğu ile kaplı tüm yaşantılarım…
Sardı ruhumu
sudan sebepten alevlenen bir korku dalgası
Tuzaklara düşüren girdaplarında kollarım
çırpınıyorum durmadan
Açamıyorum gözlerimi, kapadığım dünyaya
Hayalimi boğan kıpırtıları algılıyorum yalnız
Farkındalığım gelip geçiyor
Tutukluyum ân içinde
Umutlu olmalıyım âti için
Rüyalarımda tutamadığım gözyaşlarım
kuruyor yatağında şimdi
Olağanlaşıyor kelâmlar
ne denli gereksinim duyuyorum hâlbuki
neşelendiren yârenliğine
İçten ne denli haykırsam da
sesimi duyamıyorum
duyuramıyorum yüreğimi
Sevdadan mı? O gün ağlamıştım
konu olmuştu aile içinde
Yalvarışlarım Tanrı’ya…
Acı bir tebessüm dudaklarında
bir bulutun içinden seslenişin
Saklıyım aslında biliyorum
masum bakışlarında
Tutuluyorum konuşamıyorum
Aşkın sıcaklığı donduruyor bittiğinde bu defa
Konup göçtüm selâmladım
Bulamadım süzülüp giden izlerini.
2016-02-03 13.31.10Foto. Bâlâ Çiçek

Aynı Keyif

“Yazmak” üzerine kaleme alınmış birkaç kitap geçti elime dün kitapçıda. Pek sormaz ama neler aldığımı öğrenmek istedi bu kez. Edebiyat konusunda eğitim almış birinin bunları okuması gerekli miydi? Merakı hoşuma gitti aslında. Her bireyden öğreneceğimiz çok şey olduğunu, yazarların hikâyeleri ve önerilerinin beni daima ilgilendirdiğini söyledim. Sözkonusu eserlerin bundan sonraki çalışmalarımda faydalı olacağını düşünüyordum.
Gülümsedi, hak verdi. Keyifle okumamı diledi…
Değindiğim, bildik satırlardan değil mi?
Akıcı bir anlatım mı benimki onu da bilemiyorum ama yazmak istiyorum. Yazmaktan zevk duyduğum için…
Ayrıca, eğitimde tercihim bu yönde idi diyeceğim; hani bazısı okuduğu branş üzerinde çalışmaktan gurur duyar ya -bunu geç yaşta gerçekleştirmiş biri olsam da vurgulayasım var hep!
Korkmadığım için yazmak!
Bir de her birimiz mütemadiyen aynı durumlarla karşı karşıya değil miyiz? Mühendis, doktor, öğretmen, yazar vs. olabiliriz; neticede düzenli çalışmamızı gerektirecek bir tempo içinde yaşamalıyız! Kuşaktan kuşağa değişik biçemlerde baksak da dünyaya, doğumdan ölüme belli süreçlerden geçiyoruz. Farklı yaşantılarımız güzelliklerimiz sadece. O halde, her zaman birbirimizden öğreneceğimiz kavramlardan, göreneklerden oluşan bir bulut yaşam dediğin. Tendeki her çizgi soluklandığımız derinliklerin izleri değil mi? Okudukça, belki de kendi kendimize hiçbir zaman ulaşamayacağımız doruklarda eğleneceğiz. Yeryüzünde bir oyalanış içinde değil miyiz? Fikirlere önem vermeliyiz…

Mutluluğun Güçlü Soluğu

Ne kadar özlemişim
konuşunca anladım
Gelmesini dilerim yeniden yuvama
konsun, başımın tacı olsun
Sormam hiç, nerede idin diye
Anlatmasını isterim yalnız,
bunca zaman ne olduğunu ona
Ama kırgınlık olmadan
Büyüsü bozulmadan
ve kadere yenik düşmeksizin
süzülelim bulutların arasından
Mutluluk öyle güçlü bir soluk ki..
nasılsa affeder onu da beni de.
Bulutlar

Mola

Gün pırıltılı. Kış soğuğu ama bahar bu,
erik çiçeklerinden.
Gizil ruhuna kapılışım.
Başkası etkilemez bu denli. İlle bahar.
Uzun yürüyüşün ardından
kitabevinin rafları başında soluklanıyoruz.
Bir iki kitap ve dergi seçip kahveye geçiş.
Bir güzellikten başka bir güzelliğe açılan
kapılar önünde hayata selam duruş…
Aykırı olgulara aldırmadan yolunda ilerleyiş
çünkü ancak öyle var olunabileceğine
inancımız kuvvetli!
Dünya üstünde bir yön çizeceksin.
Sapaklarda direnebildiğin ölçüde
başarıya ulaşabileceğinin bilinciyle
hedefinden şaşmadan gideceksin,
Tanrı’nın senin için belirlediği koşakta.
Bezgin karşılayacaksın günü belki bazen
ummadığın dertlerden,
yine de umutlara açık olacak yüreğin
bugünden yarına göz kırparken.
Söz vermelisin kendine,
savaştan bileğinin gücüyle..
alnının akıyla çıkacağına dair;
hiçbir kötülükten yılmadan,
engellerden usanmadan.
Sonra tutmalısın sözünü utanmadan
kahkahalarının bulutlara değmesinden.

CIMG9127-2