Etiket arşivi: yazı

ŞİİR KONULU

oradan buradan şuradan…
“ne konulu yazayım” der kişi,
ilham gelmemiştir o an.
kendi gündemini belirlemek iyidir
şiir
nasıl pırıltılı bir dünya;
yazış ve bitiş ânı.
kâğıda dökmeliyim doğallığı
dolamalıyım dilime.
şiir, ilk okunuşunda ne sade…
poetika yazıları kaleme almış birçok yazar
Mungan’ın “Küre”sini sevdim
Eagleton’dan “Şiir Nasıl Okunur”
ve ilk anda usuma gelmeyenler…
henüz almadıklarım var tabii;
en kısa zamanda edinip
okuyarak bilgilenmek için
sabırsızlanan bir Sezer…

se

22/07/2019

Kollarındayım Bugün

Dün ile bugünü birleştiren senin kahkahaların idi.
O neşe sarmasa benliğimi yaşayamazdım ben de.
Saf ve temizsin, melek demeli sana.
Varlığımın özü, can suyum
yeryüzünde bulunduğum sürece
benimlesin artık eminim.
Her edama sinmiş kokun.
Annem ölmedi, dedim
ölmemiş miydi diye sorduğunda.
Hayalimde dedim ya bir de,
yüreğimi kaplayan dokun hayallerimle kaynaşıp
gerçekliğime yansıyor.
Her hecem senin gölgende bir sözcüğe bağlanıyor.
Ne sebeple gelmiştim buraya
kucak açmıştın sevgiyle.
Kocaman yüreğinde idim zaten ne zamandır.
Nereye vardıysam sonradan, izledin beni yılmadın.
Bir melodi idim dilinde daima işittiğim.
Kahve gözlerinde tattığım sevinci geçirdim ben de
karşımdakine.
Sorgulamadan içine katan tınılar yakaladım sesinde.
Bir gün ben de çıkacağım buradan gözleri yaşlı
Sen olacaksın kolumda
Sıkıca kavramıştın ya bir kere
Düşüyordum ben o zaman
Yanındayım, dedin düşünmeden
Saklı cennetler buldum koynunda
Bırakma ne olur tekrarlanırsa yine
alnımda bir yazı gibi “ölüm”.

Dağınıklık

Selim İleri bir yazısında evinin dağınıklığından dem vurmuş…
Satırlar arasında gezinirken kendi dağınıklığım su yüzüne çıkıyor: evin her alanında kitap, gazete, dergi…
Hiç düzenli biri olma gereği duymamış yazar! Ben de hoşlanıyorum bu halimden, neticede aradığımı buluyorum ve önemli olan usun işleyişinde düzenlilik! Ama hafızayı bu çerçevede zorlamak ne denli doğru? Gün gelip aradığımı bulamazsam diye düşüncelere kapılıyorum.
Düzenli olma çabaları ise ayrı bir meşguliyet zihinde. Düzensizlikle kıyaslandığında artı bir puan alabilir. Bir ferahlama, rahatlama hissediliyor etraf toplandığında. Hatta evraklar ilgili dosyalarına yerleştirildiğinde…
En iyisi ilerisi için yeise kaptırmadan kendini, yaşamayı sürdürmek. Her şey olacağına varmıyor mu netice olarak? Yarın öbür gün çaresiz hissedersem kendimi, yardım alma fikri yaşantının odağına oturacak ister istemez…
simplelindo2
Foto. Simplelindo’dan

“Yazmak Üzerine”

“Düzyazının kuralları uçuş, matematik veya fizik kanunları kadar değişmezdir” diyen Ernest Hemingway’in Deniz Kurt çevirisi olan Yazmak Üzerine adlı eserini okumayı bitirdim.
Ekim ayı sonlarına doğru İnkılâp’tan edindiğim değerli kitaplar arasında yer alan bu yapıt, yazanlar için önemli bir adım olabilecek nitelikte!
Yazar, yazı için önemsediği bazı noktalara kısa notlar halinde değinerek yazarlara tavsiyelerde bulunmuş…
Kitabı hazırlayan Deniz Cansever.
Hemingway oldukça samimi bir üslûp kullanmış, zaten kitabın hemen hemen hepsi ünlü yazar arkadaşlarına hitap ettiği satırların da bulunduğu Selected Letters’den alıntılardan oluşmuş; bir de o eseri bulup okumalı.
image

Gündem

İlk yazdıklarımda girift olmayı esas almış olmalıyım ki, yeniden okurken onları zorlandığımı söyleyebilirim. Karışık duygular içinde yaşanan bir açılım böyle vücut buluyordu demek!
Bugüne baktığımda, yazarken sözcükleri süslemek isteyen biri var; sıfatlar, tamlamalar yerini alıyor cümlede… Açıklamalarda mümkün mertebe ağdalı bir dil kullanmamak hedefim!
Geçtiğimiz hafta kaybettiğimiz usta gazeteci, yazar Çetin Altan’ın köşe yazılarını hiç kaçırmaz, hatta bulunduğu sayfayı kesip dosyalardım, gençlik yıllarımda. Antrparantez, elektrik faturalarına aynı özeni göstermiyorum şimdilerde. Zaten maddi değerlere yaklaşmak yıpratıcı geliyor ama her hanenin iktisadi bir bütçesi olmalı! Bunu takip etmekten de zevk alabilmeli, kişi. Ne kotardım, sonucunda ne kazandım; ne kadarını harcadım, masraflarımı karşılayabilecek miyim?
Dünyadan ya da ülkeden bir haberin merkeze oturduğu bir yazı, sabahı neşelendirebildiği gibi 1980’deki darbe misali üzüntüye sebep olabilir. Terör ise kanayan yara: bedbahtlığımız artıyor her geçen gün. İşimizdeki çabalarımızın, özel hayatımızdaki bir gelişmenin, tartışmanın, sevincin günümüzü etkilediğini fark ederiz birden. Bunlar da felaket haberlerinin ortasından bizi çekip çıkaran bir umudun yeşermesini sağlayan nice unsurlardan. Gelecekten ümitlenmek için bugüne sarılmalıyız. Ne var elimizde? Gündemimiz ve huzur için daima olumlu adımlar atan kişiliğimize sığınmaktan başka. Önce kendimiz ile barışık olalım ki, “yurtta sulh cihanda sulh” parolasını hayata geçirebilecek güç ile yeniden doğalım!
Fert olarak her birimiz toplumun yapılanmasında önemli etkenleriz. Gelişmekte olan bir ülke olarak üzerimize düşen görevler önemi dairesinde ağır… Öncelikle kendimize olan vazifelerimizi yerine getirirsek genel manada kalkınmaya faydamız dokunur.
Bir Kasım Pazar günü, yer aldığımız seçim sandığı mahalline gidip yeni hükümet için oy vermeyi ihmal etmemeli… O çerçevede planlanan projelerin gündeme getirilmesinde payımız olduğunu kanıtladığımız çalışmalarımız ile yarınlara başımız dik yürürüz! Tacımız ay yıldızlı bayrağımız!

Mutlu yine de ya

Sözcükleri ahenkle şekilleniyor
Özgürlüğe tutunan haykırışı
sesinde nağme buluyor
Programlı yaşantısı dem vuruyor
yazgıdan, izden, yürekten
Meselâ yazıya oturacak birazdan
sarı sayfalara dökecek içindekini
Araştırmalarını değerlendirip
belleğindekini kazıyacak tarihe
Kuğu zarafetini takınıp
yürüyüşe çıkacak sonra
Akşam bir kokteyle katılacak
Günün yorgunluğunu atacak
yudumlarken kadehindekini
Özveriyle kritik edecek
göz dolduran eseri…
O da ağlayacak, gülecek
kırılacak, affedecek
belki affedilecek.
Çekip gidecek bir gün her ölümlü gibi
Yaralı, âşık ama gururlu hâliyle
selâm durarak börtü böceğe…
Mutlu yine de ya!
Ne idi amacı tam olarak?
Bir türlü ulaşamadı ona henüz.